Fikir kulüplerine 21. yüzyılın liberal sol kafasıyla happening olarak bakmak ayrı on yıllar boyunca bu kulüplerde ısrar etmek, gidip gelmek, toplanmak, tartışmak, çözüm aramak ayrı. Komün liberal heyecanlardan değil devrimi, iktidarı, adaleti, haksızlığı, zorlu yaşam koşullarını, sanatı da içeren tartışmalardan, o hamasi sözlerden, rutinleşen, banal ve sıkıcı gündemlerden çıkıp geldi.
Ross, siyasi mücadelenin uzun yıllar tekrarlayan, sıkıcı ve banal yanını ısrarla vurguluyor. Sanki bunlar “devrim isteyen bir siyasetin” günahları gibidir.