Hepimiz içgüdülerimizle, aşk yerine para ya da toplumsal durum için evlenmenin hiç de tabii olmadığını biliriz; ama yine de işleri öylesine ayarlarız ki, ya para ya toplumsal durum ya da her ikisi için birden evleniriz. Bayan Smith'e, ya da Bayan Jones'a; «şekerim kalbinin sesini dinle. İster çöpçü ile ister dükle evlen!» deriz. Ama ne o çöpçü ile
Zenginlerin en kötü ve en haksız imtiyaz isteklerinden biri de, tam bir hukuki dayanak ile tembel yaşama imtiyazıdır. Ve yazık ki, bu imtiyazı öylesine sağlam elde etmişlerdir ki, biz bunu gayet olağan olarak kabul etmekte, eşya tüketen ve hizmet kabul eden ve karşılığında aynı türden şeyleri üretmeyen bir insanın ülkeye bir hırsız kadar zararlı olduğunu düşünmeden, bu imtiyazı bir kadın ya da erkekte saygı duyulması gereken bir işaret olarak görürüz. Aslında da, bu, hırsızlığın ta kendisidir.