Beşer aklı dış etkenlerden bağımsız olduğu müddetçe, evrenin içindekilerle beraber tamamen bir tesadüf sonucu ve amaçsızca meydana geldiğini varsayarak ruhsal doygunluğa ulaşamayacaktır.
İnsan aklı, beyaz kağıt üzerinde bulunan mükemmel bir insan resminin, arkasına bir uzman olmaksızın meydana gelebileceğini nasıl tasavvur edemiyorsa aynı şekilde insanın bizzat kendi varlığının her şeye güç yetirebilen ve her şeyi bilen bir yaratıcı olmaksızın meydana gelebileceğini hayli hayli tasavvur edemeyecektir.
İnsan aklının bâtıl ve imkânsız olduğunu bildiği şeyler ile aklın tasavvur edemediği ve anlamadığı şeyleri birbirinden ayırmak gerekir. Birincisi aklen muhal, ikincisi ise aklın hayrete düştüğü şeylerdir.
Peygamberlerin vermiş olduğu haberler ikinci kısma dâhildir.