"Ben seni, hiç kimsenin, hiç kimseyi sevemeyeceği kadar büyük bir tutkuyla sevdim. Bu sevgi, günler geçtikçe azalacağı yerde büyüdü, büyüdü, büyüdü ve bütün benliğimi kapladı, adeta 'ben' oldu."
"Onun için hayat işte bu kadar basitti. Uçsuz bucaksız mavilikleri kucakladığı böylesi anlarda, burada durup denizle yekvücut olmak dışında hiçbir şeyin değeri yokmuş gibi geliyordu ona."
Konuşmanın başında Gül'ün son derece can sıkıcı şeyler söyleyeceğini kabullenmeli, kendisini buna hazırlamalıydı. En akıllıca yol, şu an duygusal olarak son derece yoğun olan kadının biraz olsun boşalmasına olanak vermek için dişini sıkıp onun söyleyeceklerini, ne kadar uzun sürerse sürsün sözünü kesmeden ve büyük bir sabırla dinlemek olacaktı.