İnsanoğlunun bilinen tüm tarihi boyunca, ilerlemeler öncelikle hep insan etrafindaki cansız dünyayı idare edebilecek fiziksel teknolojide olmustur. Kişinin ve toplumun denetimi, ilham ve duyguya dayanan sezgisel ahlaki sistemlere ya da şansa bırakılmıştır. Sonuç olarak, yüzde elliden daha kararlı bir kültür olmamıştır ve bunlar da sadece insanların büyük sefaletinin sonucudur.