Benim en özel günümdür cumartesi. Öğleyin babam işten dönünce Kızılay’a ineriz. Kitapçıların hepsini dolaşırız sırayla. Beğendiğim bir kitap olursa alır, Zafer Çarşısı’nın karşısındaki parka gideriz. Bizim adamızdır o. Yalnız ikimize aittir. Babamın tek adımda geçebildiği suyu aşar adaya çıkarız. Dalları suya sarkmış söğüt ağacı üstümüzü bir çadır gibi örterek herkesten saklar bizi. Babam aldığımız kitabı okumaya başladığında ise dış dünya ile olan ilişkim bütünüyle kesilir.