Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dünya Tarihçesi 2. Kitap

Gökyüzüne Merdiven

Zecharia Sitchin

Gökyüzüne Merdiven Sözleri ve Alıntıları

Gökyüzüne Merdiven sözleri ve alıntılarını, Gökyüzüne Merdiven kitap alıntılarını, Gökyüzüne Merdiven en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadim Yakın Doğu’nun her yanında, Ay’la ilişkili ilah Sin’dir (orijinal Sümercede ise Nannar)
Ölümü insanoğluna verdiler, Yaşamı kendilerine sakladılar.
Sayfa 137 - Ruh ve Madde
Reklam
Ve Gökyüzüne Merdiven’i bulmayı umdukları yer, en sonunda göstereceğiz ki, Sina yarımadasıydı..
Ey parlak yıldız, seherin oğlu, göklerden nasıl düştün! Sen ki milletleri devirirdin, nasıl yere yıkıldın! Ve kendi yüreğinde derdin: “Göklere çıkacağım, tahtımı El’in gezegenleri üzerine yükselteceğim, Şimalin sonlarında (Zafon Zirvesinde) cemaat (Meclis) dağında oturacağım. Bulutların yüksek yerleri (Yükseltilmiş Platform) üzerine çıkacağım, kendimi Yüce Olan gibi edeceğim.” Fakat ölüler diyarına, çukurun en derinine indirileceksin.
Dünya’nın (ve diğer gezegenlerin) Güneş çevresindeki yörüngelerinin oluşturduğu bandı çevrelediğinden dolayı Zodyak çemberi, her biri tam çemberin on ikide birini ya da göksel 30 derecelik mekânı kaplayan on iki Ev’e bölünmüştür. Dolayısıyla Dünya’nın tam bir Zodyak Evi boyunca gerilemesi (72 x 30) 2160 yıl alır. Başka bir deyişle, eğer Dünya üstündeki bir astronom (şimdi yapıldığı gibi) bahar günü Güneş’in, Balık takımyıldızı ya da Evi’ni arkasında kalacak şekilde doğmaya başladığını gözlemliyorsa, ondan 2160 yıl sonraki ardılları Güneş’in bu kez hemen bir sonraki takımyıldız, Kova “Evi” arkasında kalacak şekilde doğduğunu göreceklerdi.
Reklam
eşlikçilerinin haberi yoktu ama İskender aslında aşk değil Ölümsüzlüğün sırrını arıyordu.
Gılgamış’ın ilk hedefini belirlemede Lübnan Sedir Ağaçları nasıl özgün bir arazi işareti olarak iş gördüyseler, “Ölüm Suları Denizi” de Gılgamış’ın bu ikinci yolculuğunda nerelerde olduğunu belirlemek için özgün bir ipucu sağlamaktadır. Yakın Doğu boyunca, kadim dünyanın tüm topraklarında, sadece bir tane böyle bir su kütlesi vardır. Bugün de aynı adla bilinir: Ölü Deniz. Gerçekten de “dipte yatan deniz”dir; Dünya üstünde, deniz seviyesinden en aşağı seviyede yer alan su kütlesidir (deniz seviyesinden 396 m aşağıdadır). Suları tuz ve mineralle öylesine doymuştur ki tüm su yaşamından -hayvan ve bitki- yoksundur.
Ninurta
Uygarlığın İlk Bölgesi Mezopotamya ve onu çevreleyen topraklardı. Ziraatın ve yerleşik hayatın başladığı, artık Elam, Pers ve Asur diye bilinmeye başlayan dağlık araziler Enlil’in oğlu, onun gerçek varisi ve “Önde Gelen Savaşçı” NİN.UR.TA’ya verildi. Ninurta’nın dağ geçitlerini kapamak ve insan kullarının tufanı izleyen zorlu koşullarda hayatta kalmalarını temin etmek için gösterdiği kahramanca çabaları anlatan bazı Sümer metinleri bulunmuştur.
Bu girişin yeri sonraki yüzyıllarda unutulmuş ve Müslüman halife El Memun M.S. 820’de piramide girmeye kalkıştığında, piramidin içine doğru bir tünel açmak için taşları deldirmek üzere duvar ustaları, demirciler ve mühendislerden oluşan bir ordu oluşturmuştu. Onu harekete geçiren şey, hem bilimsel arayış hem de hazine bulma hevesiydi; çünkü piramitlerin içinde geçmiş çağlarda saklanan “paslanmayan silahlar” ve “kırılmadan bükülebilen cam”ın yanı sıra göksel haritalar ve yer küreler içeren gizli odalar olduğunu da anlatan kadim efsanelerle hevesi kabarmıştı.
Reklam
Arkeologlar bu daha küçük nesnelerden birinin bir replikasını bulmuş olabilirler. Bu, girintili çıkıntılı eğimleri ve kesilip çıkartılmış bölümleri olan garip biçimli dairesel bir nesnedir 1936’da bulunduğundan bu yana bilginlerin aklını karıştırmaktadır. Nesnenin, İlk Hanedanlıktan Kral Adjib’in tahta çıkan oğlu Sabu’nun mezarında -diğer “sıra dışı bakır nesneler” arasında- bulunmuş olması önemlidir. Demek ki, bu nesne mezara M.Ö. 3100’lerde yerleştirilmiş olmalıdır. Daha eski de olabilir ama kesinlikle o tarihten daha yeni değildir.
Tilmun’u ve yerini belirlemek biraz zor olmasına karşın, Sedir Ormanı’nın yerini belirlemede pek az sorun yaşarız: Kıbrıs adasındakiler dışında, Yakın Doğu’da sedir ağacı yetişen böyle tek bir yer vardır: Lübnan dağları.** Boyları 50 metreyi geçen bu muhteşem sedir ağaçları, İncil’de tekrar tekrar övülürler ve nadir oluşları, daha ilk çağlardan beri kadim halklar tarafından bilinegelmiştir. Kutsal metinler ve diğer Yakın Doğu metinleri, Lübnan servilerinin, tapınakların (“tanrının evleri”) inşası ve dekorasyonunda aranan malzemeler olduklarını kesinleştirmekteler..
Enki’nin koyu kahverengi ağacını tutuyorum elimde; Sayılanı söyleyen ağaç, büyük göklere doğru silahı elimde tutuyorum. Hurma ağacını, büyük kehanet ağacını, elimde tutuyorum.
Tüm benzerliklerden ve izinden gitmelerden çıkardığımız sonuç şudur: İskender, Musa ve firavunların Mısır’dan çıkıp doğuya doğru izledikleri yol onları sadece Sina yarımadasına getirebilirdi.
Âdem Cennetin varlığının ve yaşam veren gücünün kanıtıydı.
100 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.