"Hiç düşündün mü? Gerçekten öleceğimizi yani. Etrafımda ölen insanlar görüyorum, bir gün benim de başıma geleceğini anlayamıyorum. Bugün defalarca hayal etmeye çalıştım. Ama aklımın bir türlü basmadığı bir matematik denklemi gibi."
"Sanırım bunun konsantrasyon amaçlı bir çalışma olması gerekiyordu ama sadece kendimizi berbat hissetmemize sebep oluyordu. Yetişkinler çocuklara o kadar acayip şeyler yaptırıyorlar ki."
"Olasılıkla acı hissetmiyordu; ne kendisininkini ne de başkalarınınkini. Hissizdi. İnsani niteliklerinizin olmaması hiçbir konuda hissinizin olmaması demekti."
"Canı pahasına koşuyor, evine, Guttebakken'a dönmek istiyordu. Margunn'a ve diğerlerine, o çirkin binadaki tanıdık hayatına, yanındaki yatakta hırlayan Philip'e. Eve, Christian'a, ulusal şampiyonada diğer yarışmacıları alt etme hayaline, akşam yemeğine ve taze pişmiş ekmeğe görüntünün titreştiği televizyona ve iki haftada bir yıkanan çarşaflara. Hayat birden çok kıymetli ve uğruna savaşmak isteyeceği bir şey gibi görünmüştü ve bu duygu onu altüst etmişti."