"Bir adam döner gittiğim yerden
ağır her adımda duracak gibi
yüzü hüzünlü yüzü küskün yüzü buruk
rüzgar ıslık ıslık arkasından..
O kadar perişan içi o kadar
çürümüş el attığı dalda yemişler
yaşamasına lüzum yok gibi
ümidi kesmiş belli yarından.."
- "(...) Bütün çırpınışlarının bilmeden ezelî saflığı aramak olduğunu anlıyor...
Ruh damağı bilmeden aradığını bulmuştur... Bunu böylece belirttin mi tadı kalmaz ki... Sen sanatkârane bir biçimde vermişsin ama gürültüye gitmiş..."
- " İnsan güler, ağlar, kızar düşünür; ama bunlar, belirli keyfiyetin görünüşleridir. Bazen birine kızarız da, "seni tanıyamıyorum!" deriz. Oysa, o tanıyamayış da tanımanın bir yönüdür."
Bir garip laf ederler: "Dünyaya bir kere geldik!.." Yani, vur patlasın, çal oynasın! Anlamazlar ki, mesele de burda: İkinci defa gelip de, telâfi etmek mümkün değil!..