Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gösterge Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri

Jean Baudrillard

Gösterge Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri Gönderileri

Gösterge Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri kitaplarını, Gösterge Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri sözleri ve alıntılarını, Gösterge Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri yazarlarını, Gösterge Ekonomi Politiği Hakkında Bir Eleştiri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sonuç olarak kendiliklerinden özgür bir kullanım değeri yaratamayan bu insanların kendi kendilerini baskı altına almak ve kapitalist alışkanlıklar edinmek üzere eğitilmiş oldukları söylenebilir. Zira bu insanlar değişim değeri yasasını öylesine içselleştirmiş bir durumdadırlar ki kendilerine bir şey sunulduğunda bunu almak isteyip istemediklerini bile bilememektedirler.
Sayfa 269 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
Eksiklik, sizin başkalarına ihtiyaç duymanız ve başkalarının da size ihtiyaç duyması demektir. Değer sürecinde (yatırım ister ticari isterse psikolojik olsun) kimsenin kimseye ihtiyacı yoktur, neyin ne, kimin kim olduğu belli değildir; çünkü her şeyin bir karşılığı vardır ve herkes kesinlikle kaç paralık insan olduğunun bilincindedir. Kendi kendisiyle değiş tokuş edilebilen tek şey değer olup, bireyler ve şeyler, eşdeğerlik yasası çerçevesinde bu değere ait terimlerden ibarettirler.
Sayfa 268 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
Reklam
zira kazanmak amacıyla koşan her atletin aslında rekabete dayalı değerler sistemini yeniden harekete geçirmekten, bireysel itibar sağlama "karşılığında" bu sistemi yeniden üretmekten başka bir sey yapmadığı söylenebilir. Bu anlamda normalliğin karşısında yer alan her türlü "psikolojik işlev bozukluğu" (kapitalist çevrenin dayattığı yasa) politik bir çözümlemeyle doğrulanabilir.
Sayfa 267 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
Yalnızca almak insanı asla kendinden geçirecek kadar mutlu etmemiştir.
Yalnızca almak insanı asla kendinden geçirecek kadar mutlu etmemiştir. Insan vermeyi, almayı, çoğuyla iade etmeyi, yok etmeyi bilmelidir. Mümkünse hepsini birden yapmalıdır. Değerin ortaya çıkmasıyla birlikte bütün bunlar önemsiz, karşılıklılıktan çok akılcılığa dayalı bir biçim kazanarak, öznenin simgesel zorunluluklardan yoksun bırakılmış bir varlığa dönüşmesine ve arzunun gerçekleşmesini engelleme zorunluluğu, yani bir EKSİKLİK DUYGUSU ve sistemli bir değer mantığı süzgecinden geçmemiş bir ilişki zorunluluğu, yani SİMGESEL DEĞİŞ TOKUŞ gibi ikili bir tanıma sahip olmasına yol açmaktadırlar. Kendisinden kaçılamayan bu radikal zorunluluk değer kavramı aracılığıyla yüceltilmiştir. Zira değer yüceltilirken, haz alma konusunda hiçbir açıklama yapılamamaktadır.
Sayfa 266 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
Öyleyse değer süreci hayal ürünü bir yapıya sahiptir, çünkü eksikliğin giderildiği ve arzunun gerçekleştirilip, ortadan kaldırılarak bir arzu gösterisine (performare) dönüştürüldüğü; farklılık ve simgesel boyutun yıkılıp, yok edildiği bir şeye benzemektedir. Değer artık totaliter bir görünüme bürünmüştür. Karşıt anlamlılığı ve insanın kendine bir değer biçmesine yol açabilecek her türlü ilişkiyi dışlayarak eşdeğerlik ve artı değer yasasına boyun eğmektedir. Oysa bu karşıt anlamlılık değerler evreninin peşini bırakmamakta, onu bir gölge gibi izlemektedir. Bu evrende karşılaşılan bir başarısızlık durumunda onun izlerini bulabilmek mümkündür.
Sayfa 265 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
Değişim değerinin olmadığı bir yerde kullanım değeri de yoktur. Değişim değeri bir kez armağan, karşılık istememe, israf ve harcama sürecinde etkisiz hale getirildikten sonra kullanım değerini açıklayabilmek de olanaksız hale gelmektedir. Bu varsayım aynen gösterge/değişim değeri için de geçerlidir. Toplumsal bir statü edinme yarışına yer verilmeyen, farklılaştırıcı göstergelerin değiş tokus edilmedikleri, modellerden yoksun bir evrende değişim değeri gereksiz hale gelmektedir.
Sayfa 263 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
Reklam
("her insanın bir bilinçaltı vardır ve bu onun sorunudur")
Sayfa 262 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
Kapital'in I. cildinde (I, IV), Marx şöyle der: Bir kullanım değeri olarak ... metanın çözümlenemeyecek bir yanı yoktur; zira meta insanın gereksinimlerini ya sahip olduğu özellikler aracılığıyla karşılamakta ya da insan çalışarak ona bu özellikleri kazandırmaktadır. Çünkü insan doğanın kendisine sunmuş olduğu malzemeyi çalışarak yararlı hale getirebilen bir varlıktır....
Sayfa 170 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
Dipnot
Gerçek kumarbazlar için oyunda kazanılan para oyunda kaybedilir, yararlı ya da ekonomik bir amaçla kullanılamaz. Oyunla gelen paranın oyuna geri dönmesi, yani "yitirilmesi" gerekmektedir.
Sayfa 137 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
Gerçekliğin bir aracıya ihtiyacı yoktur, önemli olan bu gerçekliği ait olduğu çevreden koparıp tuvale aktarmaktır.
Sayfa 125 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
Reklam
Bu fetişleştirilmiş-güzellik artık (tinsel bakışa göre) ruh, hareketler ya da yüz hatlarındaki zarafetin bir yansıması olmaktan çıkmıştır; çünkü günümüzde güzellik denildiğinde (idealist bakışa göre) bu bir hakikatin ifadesi olabildiği gibi, hoş bir profile sahip olmayan (romantik bakışa göre) olağanüstü bir vücudu da ifade edebilir. Bu güzellik Doğal Güzelliğin tam karşıtı bir anlama sahip olup, herkes tarafından kabul edilen, kusursuzluk çılgınlığı ve yönlendirilmiş narsisizmle donatılmış tek tip güzellik modellerini ifade etmektedir.
Sayfa 102 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
Özetlersek, insanın İnsan olmasını sağlayan şey öncelikle Doğanın kendisini karşılamaya mahkûm etmiş olduğu gereksinimler değildir. Beden ruh uyumunu amaçlayan bir düşüncenin ürünü olan bu önermenin aslında bizim toplumumuzdaki birey-işlev tanımına uygun düşen bir üretici toplum masalı olduğu söylenebilir. Bireysel değerler sistemiyle doğallık, özgürlük, yaratıcılık vs. adlı inanç sistemi büyük ölçüde üretim düzeni tarafından şekillendirilmişlerdir. Yaşamsal işlevler bile sistem tarafından "belirlenmektedir". Oysa yaşamın hiçbir alanında insan kendi gereksinimlerinin kölesi olamaz.
Sayfa 90 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
Can yakan bir soru
İnsan seçim yapmama gibi bir özgürlüğe sahip olabilir mi?
Sayfa 84 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
Bir giysi ya da bir otomobil satın almanın insanı besin maddesi satın almaktan daha özgür kılabilmesi mümkün müdür? İnsan seçim yapmama gibi bir özgürlüğe sahip olabilir mi? Örneğin, bir araba ya da bir giysi satın almak, bilinçaltında ev sahibi olamayacağını bilmenin yol açtığı "keyfi bir harcama" mıdır? Günümüzde asgari yaşam için gerekli gelirin adı standart package, yani asgari tüketim için gerekli olan para olmuştur. Bu sınırın altına düştüğünüzde asosyal bir insan oluyor ve toplumsal statünüzü yitiriyorsunuz. Öyleyse toplumsal bir statüden yoksun kalmak en az açlık kadar önemli bir konudur.
Sayfa 84 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
En akıldışı sayılabilecek harcamaların en yoksul insanlar tarafından yapıldığı bilinen bir şeydir. Bir toplum ne kadar az gelişmişse kumar oynama kültürünün de o kadar yaygın olduğu bilinen bir gerçektir. Hatta az gelişmişlik, aşırı kalabalıklık, yoksul sınıfların din tarafından ele geçirilmesi, ordu, ev hizmetçileri, gereksiz ve yararsız harcama alanları arasında doğrudan bir neden sonuç ilişkisi vardır.
Sayfa 83 - Boğaziçi üniversitesiKitabı okudu
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.