Ne olmuş yani? Yakında biteceği için kendimizi olağanüstü aşık olma deneyiminden mahrum mu bırakalım yani? Tutkuyu yaşamımızdan çıkartıp yerine sağ duyuyu, psikologların entellektüel analizlerini mi koyalım?
İçimizde taşıdığımız o yaralı çocuk her şeyi emen bir kara delik gibidir, diş ağrısı gibidir; bir kez ortya çıkınca başka bir şey düşünemez oluruz, o ızdırap hayatımızı ele geçirir.
"İnsan sahip olmadığı bir şeyi nasıl kaybeder ki? Tutması mümkün olmayan bir şey nasıl saklanabilir? Seçme şansı olsaydı... yirmi fazla dakikayla ne yapardı?"