Kitap 1913 yılında başlayıp Kurtuluş Savaşı’dan sonraki süreçlere kadar devam ediyor.Bu sefer madende yaşanan zorluklar ve ölümlerin yanında maden ile ilgilenen Fransız şirketi, Fransız askerlerinin bölgeyi işgal etmesi ve bölgede yaşanan Milli Mücadele konularını da ele alıyor.Serinin son kitabı ile devam edeceğiz.
Grizu 3 Harlanış
Muzaffer Orucoglu
Yazar grizu seri kitaplarını yazma fikrini nasıl çıktığını bir yazısında şöyle diyor "Madencilerin yaşamını yazma fikri, asıl ne zaman geldi aklıma? 1973’te, Selimiye cezaevinin eskiden katır ahırları olarak kullanılan yeraltı koğuşlarından birinde yatarken, Türkiye İşçi sınıfının doğuş, gelişme ve mücadele tarihini yazmaya karar verdim."
Mustafa suphilerin yoldaşları abdurrahman ve ahmet'in yanı sıra üçüncü kitaba laz emin,hacı,dürdane,rukiye ve epeyce karakterde eklenmiş.
Birinci dünya savaşı ve cumhuriyetin ilk yıllarına kadar giden kitapta yine acı,zulüm ve ölüm başrolde
Körnefes,göçük,patlamalar,grevler direnişler ile yüklü bu kitap soluksuz okunacak düzeyde.
Abdullah Baştürk roman ödülüne sahip bu kitap işci sınıfının kayıplarını,ülkenin gerçekliğini,yabancı uyruklu sürgünlerin savaş döneminde çektiklerini,mallarının ve canlarının yağmalanmasını okuyacaksınız.
Batı karadeniz insanın çilesi, köylülerin yoksunlukları, kadınları sömürüye daha fazla maruz kalması çocukların erken büyümeleri ,sakat kalmaları diğer canların katırların hoyratca yer altında çalıştırılmaları yalın bir dil ve üstün bir kurgu ile okura sunuluyor.
Yer altından sesleri roman kanalı ile duymanızı sağlayan bu kitap yitip giden sınıfdaşlarımıza selam niteliğinde.
"Dünya kendi dibinde kanayan hiç bir acıyı can kulağıyla dinlemez"
Okumak özgürleştirir,sınıfın kitabını okumak ise aydınlatır
Dostlukla kalın
Gürbüz DENİZ
Tembellik kolay değil, hekim efendi. Bu fani dünyada tatili olmayan ciddi bir iş varsa o da tembelliktir. Ben kendimi bildim bileli hiç tatil yapmadım.
İnsanlar, duru bir suyun sesini dinleyebilirlerdi. İstedikleri zaman çalışabilir, istedikleri zaman da dinlenebilirlerdi. İnsanlar, neden bu hale gelmişlerdi, böylesi bir zulme niçin düşmüşlerdi?
" Ne memleketi, " diye bağırdı Cemal. " Benim memleketim yer altıdır, güneşim de lambamdır. Mecalimin son sınırına kadar da çalışan bir adamım. Benim karanlık memleketim elden gitse ne olur, gitmese ne olur? "