“Bize aşkın esas nüshası daha canlarımız dünyaya gelmezken yazdırıldı” diyen Hüseyin Bayçöl’den Gül İle Bülbül. Bu kadim aşkı birde buradan okumalı…
Sakin ola ki biri hayvan biri bitki diye bir gaflete düşme… Aman bu da mı olur, önceden duymuştum zaten hikayeyi deme. Sukut et ve bekle.
Dur o kadar da panik etme. Kitabı al ve dal içerisine…
Nerdesin ey meçhul sevgili !
Nerdesin ey bahar güneşim !
Ey tanımadığım, ey görmediğim,ey ismim,ey cismim,ey gökyüzüm,ey dile gelmemiş sözüm,ey benden öte benden içeri özüm!
Sevgili...
Ben varlığımı sana emanet ettim.
Sevgili!
Bilirim azap etmez,gazap nedir bilmezsin. Sevgili, söyle nedendir?
Nedir bu derdi derunum?
İçimi volkan volkan kavuran bu kızıl ateş nedir? Kimdendir bu hayal?
Kanımın rengi kimden, kimdir kanıma giren? Nerdendir dilimi paramparça eyleyen sana dair bunca cümle?
Kimsin ?
Nesin?
Necisin?
Nedendir bir nağme duyduğumda içimin parça parça olması?
Nedendir içinde sevgili geçen her mısraın, her beytin,her kıtanın beni böyle harap kılması?