Gümüş Damarları kitaplarını, Gümüş Damarları sözleri ve alıntılarını, Gümüş Damarları yazarlarını, Gümüş Damarları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Elbette, o kayıp cüce madenlerinin girişini bulursak, o yolun çok daha karanlıklaşacağı kesin. Fakat etrafımda becerikli ve güçlü dostlar var. Bu yüzden hiçbir canavardan korkmuyorum.
"Pekala, hangisini tercih edersin bakalım elf?" diye sordu Bruenor günün ilerleyen vakitlerinde. "Çılgın bir askerin kargısını saplamasını mı, yoksa meraklı bir büyücünün her işine burnunu sokmasını mı?"
Drizzt, bu soruyu düşünürken savunmacı bir şekilde kıkırdadı. Uzunsemer şimdiye kadar bulunduğu her yerden farklı olmuştu ve yine de o kadar çok aynıydı ki. Her iki durumda da, derisinin rengi onu acayip bir kişi olarak tek başına bırakıyordu ve genelde karşılaştığı saldırgan muamele değildi onu rahatsız eden. Her zaman için farklı olacağını hatırlatan utanç verici hadiselerdi.
Drowun mırıldanarak verdiği cevabı, sadece yanında at sürmekte olan Wulfgar duyabildi.
"Yolları."
Catti-brie bunu daha önce görmüştü. Buzyeli Vadisi'ndeki en kaliteli kılıç ustasının taktikleriyle birebirdi. Drizzt Do'Urden ile olan benzerliği fark etmek kaçınılmazdı. İkisinin zarafet dolu hareketleri, vücutlarının her kısmının uyum içinde çalışması o kadar çok birbirine benziyordu ki.
Aralarındaki bariz bir farklılık, bu dansın havasını inceden inceye değiştiren bir ahlaki değer karşıtlığı vardı.
Drow kolcu, savaştayken öylece oturup izlenecek bir güzellik abidesiydi. Seçtiği doğru yolu, önüne geçilemez bir coşkuyla izleyen mükemmel bir sanatçıydı. Ama Entreri, yoluna çıkan engellerden duygusuzca kurtulan, merhametsiz bir katildi.
"Halklar olmadan önce dünya nasıl bir yerdi? Güneş ve yıldızlardan önce sadece karanlık mı vardı? Herhangi bir şey var mıydı? Her birimiz doğmadan önce neydik? En önemlisi de, öldükten sonra ne olacağız?"
"Ejderhaları da, tanrıları var ettiğimiz gibi biz var ediyoruz. Çünkü onlara ihtiyacımız var; çünkü kalplerimizin derinliklerinde bir yerde, onlar olmadan dünyanın yaşamaya değer bir yer olmayacağının farkındayız."
Derim ki, dünyadaki herkesi eşit kılmak isteyen toplum mühendislerinden sakının. Fırsat eşit olmalıdır, eşit olmak zorundadır ama başarı kişiye özel kalmalıdır.
"Geçmişteki daha basit ve daha iyi dünyayı" arzuladığı halde, belki de o zaman daha basit ve daha iyi olanın etrafındaki dünya değil de, kendisi olduğunu fark etmeyen kim bilir kaç kişi vardır?