En Eski Günah Keçisi kitaplarını, en eski Günah Keçisi sözleri ve alıntılarını, en eski Günah Keçisi yazarlarını, en eski Günah Keçisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanoğlunun açıklayamadığı olayları ve kendi başarısızlıklarını tarih boyunca "günah keçisi" olarak nasıl maskelediğini anlatan eğlenceli bir kitap. Kitabın dili oldukça yalın, ayrıca konu bir çok alt başlık altında incelendiğinden kitaba olan ilginiz kopmuyor.
İnsan psikolojisini ve toplumsal hareket dinamiklerini "günah keçisi" fenomeni üzerinden okumak, aslında insanoğlunun nasıl bir kısır döngü içinde olduğunu görmek de oldukça ilginç.
Kitapla ilgili olarak eklemek istediğim son husus dipnot kullanımıyla ilgili; uzun zamandır bir kitap okurken dipnotlardan bu kadar keyif aldığımı hatırlamıyorum.
Özellikle kendine günah keçisi arayanlara okumalarını tavsiye ederim.
Günah KeçisiCharlie Campbell · Ayrıntı Yayınları · 2013134 okunma
Liderler ne kadar çok söz verirse, daha sonra o kadar çok suçlamak zorunda kalırlar. Zaten krallarımızın kutsal ve bu yüzden yenilmez olduklarını düşünürsek, başımıza gelen felaket bir başkasının suçu olmak zorundadır.
Charles Mackay'in ünlü sözünde dediği gibi: "İnsanlara, sürü halinde düşünmeleri söylendiğinde, sürü halinde delirdikleri görülecektir, sonra yavaşça, bir bir kendilerine gelirler."
Neden suçlama dürtüsüne sahip olduğumuzla ilgili pek çok teori vardır fakat bu konuda emin olabildiğimiz tek şey bunun varlığımızın ayılmaz bir parçası olduğudur. Eskiden günah keçisini ilahi bir cezalandırma korkusunu berteraf etmek için kullanırken artık büyük ölçüde kendimize katlanabilmek için yaratıyoruz.
Araştırmalar göstermiştir ki herkes kendini diğerlerinden daha iyi bir şöför olarak görmekte. Aynı şekilde, hepimiz diğerlerinden daha hassas, daha sadık olduğumuzu ve çok gelişmiş bir mizah anlayışımız olduğunu düşünmeye yatkınız.
Gerçek şudur ki dünyanın en akıllı yaratıkları olmakla gururlanan bizler, ne kendimizi ne de çevremizdeki dünyayı tam olarak anlayabilecek ölçüde zeki değiliz. Bu durum en çok başkalarını suçladığımız zaman açığa çıkar.
Hebrid Adaları'nın çoğu garip efsanelerle ilişkilendirilir. St. Kilda da bunlardan biridir. Ada 1930'da boşaltılana kadar, Macleod kabilesinin lideri Macleodlu Macleod'a aitti. Söylenceye göre St. Kilda için Uists ve Harris adaları arasında bir çekişme vardı. Bu çekişme, her iki adadan birer kayığın St. Kilda'ya kadar yarışmalarıyla sona erdi. Yarışı, eliyle kıyıya ilk dokunan kazanacaktı. Yarışın sonlarına doğru, Uistliler burun farkıyla öne geçtiler. Ancak Colla Macleod Harrislilerin yenileceğini anlayınca, sol elini keserek kumsala fırlattı. Böylece kıyıya ilk dokunan kişi olarak adanın sahibi oldu. O günden beri, bu hikâye anlatılmaya devam etmiş, Macleod'un hanedan arması kırmızı bir el figürü
olmuştur.