Tebessüm dosttan esirgenecek bir güzellik değil. Muhatabı mutlu ettiği gibi sahibini de güzelleştiriyor. Dostu bir de şöyle mi tarif etsek: İnsanın gönülden ve sınırsız şekilde tebessüm ettiği kişi.
Rabbim; bizleri, ateş düştükçe feryad eden çaresizler topluluğu olmaktan kurtararak, işe yarayacak, çözümcü, stratejik ve asırların ihmallerini telafi edecek uzun vadeli yol haritaları olan muttakilerden eyle...
Yorgunluk, insan kalbi ile yüzü arasındaki perdeyi kaldırıp tüm hâllerini ayan ediyor... İşte o an insan, daha doğal hâliyle kendini gösteriyor. Yorgunluk, kalbi güzel olanda hoş bir sûret meydana getiriyor. Yaşlılığın bazı yüzlere yakıştığı gibi yorgunluk da bazı yüzlere çok yakışıyor...
Ne de çok yakışıyorlar birbirlerine, yağmur ve ezan... İkisi de temizliyor gökyüzünü... İkisi de güven veriyor insana. İkisi de dinlendiriyor insanı. Müthiş bir düet; yağmur yağıyor, ezan okunuyor. Biri göğe doğru yükselirken, diğeri gökten iniyor...