Ben bir günebakan tarlasına girdim.
Ya tüm günebakanlar güneşe değil bana bakacak ya da girdiğim o tarlada güneş beni yakacak, sonum külden toprak olacak.
Ama ben gururumu bir gelincik tarlasında, elin oğlunun olmayan vicdanına bırakmayacağım.
Nurşan! Saçların günebakan tarlası. Ben seni bir kan tarlasında bulum. Saçların kızıldı. Kan tarlasını yaktım, seni kendime sakladım. Saçlarını siyaha boyadım. Şimdi bir günebakan tarlasında güneşi mi kıskandırıyorsun?
O gece öyle üzgündüm ki,
Bir oda dolusu kitabı, tek bir kibrit çöpüyle yakabilecek kadar.
Ve yine o gece öyle üzgündüm ki,
Onun için ağlayacak kadar üzgündüm, çok üzgündüm.
"Yine geleceğim arkandan. Belki on gün, on beş gün hiç aramayacağım, hiç özlemedim gelmeyeceğim sanacaksın ama ben aylar bile geçmiş olsa sonunda dayanamayıp o sıktığım son dişi de kıracak ve sana geleceğim."