Ben küçük bir ögrenciyken ögretmenlerim insanüstüydü.
Korkuyla saygı arasında gidip gelen minik yüregim, ne
hissedecegini bilemezdi onların karşısında. Öğretmenlerin de ögrencilerinden farklı insanlar olmadıgını ancak büyüdügümde anladım.
Her sabah, yaşını yitirmiş bir yolcu gibi buluyorum kendimi yatağımda. Hiç aldırmıyorum inatçı bir sinek gibi başımda vızıldayan zamana. Akrep ve yelkovanla da yüzleşmiyorum. Hiç iflah olacak gibi değilim.
Cızırdayan bir pikapta, ağır bir devirle hep aynı nakaratta dönüyorum mütemadiyen. Hiç sonu gelmeyecekmiş hissi veren bir döngüde yahut kendi eksenimde.