"Köylü ifade vermekten korkardı. Hele iş zamanı. Mahkeme, harman tırpan dinlemezdi; adamı ikide bir kasabaya çağırırlardı. Bu yüzden köyde" Paran çoksa kefil ol, işin yoksa şahit ol, "sözü çok edilirdi..."
«Ağanın Haczi» o halk mecmualarındaki tırpanlı azrail resmi gibi bütün ovayı biçmeğe başlardı. Ta ki gökyüzüne kalkmış tek bir baş kalmayana kadar. Ovada, koca Kesibel
ovasında tek bir gülüş, tek bir sevinç dalgası kalmayana kadar.
Haciz bir oyundu. Oynayan için eğlenceli, ama oynanan için deli divane eden, kan kusturan bir oyun. Bu haciz köylüyü hesapçı yapmıştı. Yarı gecede uykusu bölünen köylüler parmaklarıyla bir başağın kaç tane vereceğini, bir dönümden ne alacağını, ellerine kaç para geçeceğini, hacizi nasıl durduracaklarını hesaplarlardı