Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hakikat Sonrası Çağ: Günümüz Dünyasında Yalancılık ve Aldatma

Ralph Keyes

Hakikat Sonrası Çağ: Günümüz Dünyasında Yalancılık ve Aldatma Gönderileri

Hakikat Sonrası Çağ: Günümüz Dünyasında Yalancılık ve Aldatma kitaplarını, Hakikat Sonrası Çağ: Günümüz Dünyasında Yalancılık ve Aldatma sözleri ve alıntılarını, Hakikat Sonrası Çağ: Günümüz Dünyasında Yalancılık ve Aldatma yazarlarını, Hakikat Sonrası Çağ: Günümüz Dünyasında Yalancılık ve Aldatma yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Siyaset yazarı David Broder bir zamanlar, Watergate sonrası ikiyüzlülük ikliminin, aldatmacıyı bir yaşam biçimi olarak kabul eden gazetecilerin ve seçmenlerin bir ürünü olduğunu gözlemlemişti. Bu sinizm, öfkeden çok daha kötüdür. New York Briarcliff Manor'daki Hastings Center'ın başkanı Strachan Connelly'e göre, bu bir kısır döngüye yol açtı. Politikacıları aldatır, seçmenleri sinikleşir, politik dürüstlük beklentileri düşer ve bu da politikacıların aldatmaya devam etmesini kolaylaştırır. "Bir bakıma, ektiğimizi biçiyoruz," sonucuna varıyordu Connelly.
Sayfa 296 - DelidoluKitabı okudu
Eski Çin'de yalan söylediğinden şüphelenilenler kuru pirinç yemeye zorlanırlardı. Damaklarına yapışan tanelerin sayısı dürüstlüklerinin ölçüsü sayılıyordu ve ne kadar hastane varsa, o kadar dürüst demekti. Bu göründüğü kadar tuhaf değildir: Kuru bir ağız aldatıcı sözlerin semptomu olabilir.
Sayfa 286 - DelidoluKitabı okudu
Reklam
Şikago'da bulunan Koku ve Tat Vakfı'ndaki ve Illinois Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, yalan söylediğimizde burundaki dokuların kanla dolarak burnumuzun şişmesine sebep olduğunu bulmuştur. Ancak, bu genellikle başkaları tarafından görülemese de yalancılar tarafından hissedilir ve bunun sonucunda da genellikle burunlarına dokunurlar.
Sayfa 285 - DelidoluKitabı okudu
George Bush
İddialarının doğruluğu ile ilgili geçerli sorular gündeme geldiğinde, hata yapmış olabileceğini itiraf etmek yerine kalbinin temizliğini savundu ve onu eleştirenlerin amaçlarını sorguladı. Diğerlerine bu şekilde tepeden bakmak, hiçbir zaman tam olarak büyümeyen bir kuşağın özelliğidir.
Sayfa 238 - DelidoluKitabı okudu
Eğer hayat hikayemizin iyi bir senaryo gibi olmasını istiyorsak, zaten böyle olduğunu öne sürmek bunu gerçekleştirmenin yollarından biridir.
Sayfa 235 - DelidoluKitabı okudu
Bir saatlik samimi bir seans adına, terapistler dürüstlükle ilgili ahlaki yükümlülükleri bir kenara bırakırlar. Onların bakış açısına göre yalanlar utanılacak şeyler değildir. Aksine, son derece yararlı terapi araçlarıdır. Hastalar tarafından söylenen yalanlar, terapistleri inkar, utanç ve nefret dolu karanlık alanlara yönlendiren uzun farlar olabilir.
Sayfa 151 - DelidoluKitabı okudu
Reklam
Araştırmalar sürekli olarak yalancıların doğru söyleyenlerden daha iyi göz teması kurduğunu ortaya koymaktadır.
Sayfa 64 - DelidoluKitabı okudu
Eğer eskiden birbirimize karşı daha dürüst idiysek, ki ben öyle olduğumuza inanıyorum, bunun sebebi o zamanlar daha vicdanlı olmamız değil, gündelik etkileşimlerimizin çoğunlukla tanıdık yüzlerle gerçekleşmesiydi.
Sayfa 53 - DelidoluKitabı okudu
Dilin asıl yaratıcılığı başkalarını aldatmak istediğimiz zaman ortaya çıktı.
Sayfa 32 - DelidoluKitabı okudu
Neden Yalan Söylenir?
Neden? Neden vicdanımız yalan söylememizi engellemeye her zaman yetmiyor? Neden doğruyu söylemek de gayet mümkünken sık sık yalan söyleniyor? Neden bu kadar zeki, yetenekli, aklı başında insan bu kadar çok yalan söylüyor? Gerçeği gizlemenin bazı bariz sebepleri arasında şunlar sayılabilir: Öne geçmek, avantaj sağlamak, sevişmek, para kazanmak, zaman kazanmak, zor durumlardan sıyrılmak, mahcup olmayı engellemek, çatışmadan kaçınmak ve sıkıntılı toplumsal ortamları yumuşatmak. Fakat gerçeği gizlemenin, daha derin ihtiyaçları yansıtan daha az belirgin başka sebepleri vardır.
Sayfa 107
Reklam
410 syf.
6/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
Hakikat sonrası (İngilizce:Post-truth), kamuoyunun bir konuda karar verirken ya da bir konu hakkında kanaat getirirken doğruları belirlemesinde, ortak nesnel deliller yerine bir takım kişisel duygular ve inançların etkili olduğu ortamı ifade eder
''En ateşli postmodern görececilik savunucusu bile, doğruyu söylemenin insan söyleminde yerinin olmadığını iddia etmez. Hiçbir toplum bu şekilde işlemez. Başkalarının doğru kadar yalan da söylüyor olabileceklerini düşünseydik, medeniyet çökerdi. Yalan söylemek norm olacak kadar sıradalanlaşırsa, toplumsal sözleşmemiz ayakta kalamaz. Sağlıklı bir demokrasinin işareti, vatandaşların kandırıldıklarında öfke duyabiliyor olmalarıdır.''
Sayfa 239
''[İnternet] her topluluğun dayandığı şeyi yani dedikoduyu destekler. İnternet eğlenceli, batıl, rezil veya kötü niyetli iddialar, hayaller ve şüpheler içeren mesajların ücretsiz ve yapılandırılmamış değiştokuşu için giderek çoğalan buluşma yerleri oluşturuyor. Bu mesajların çoğunun doğru olma ihtimali düşükse, sistemin kişiye bu mesajlar arasından doğru olanları seçmesine yardımcı olma ihtimali daha da düşüktür.''
Sayfa 203 - Bernard Williams
''Kitle iletişim araçları hakikat sonrasını yaymada fazlasıyla önemli bir rol oynamıştır. Bu sadece televizyona çıkan yalancıları izlemeyi ve onları taklit etmeyi içermez. Bu etkiyi yaratanlar sadece reklamlar, reality şovlar, yarı belgesel filmler, haber-eğlenceler ve ''gerçeklere dayalı'' hikayeler değildir. Televizyon, doğası gereği dramatik olanı olgusal olana tercih ettiğinden, zaman içinde kurmaca olmayan programlar bile kurmaca olanların yöntemlerini benimser.''
Sayfa 185
''Amerika'da ya da başka bir yerde asla etik açıdan bir aydınlanma yaşanmadı yalnızca yalan söylemenin daha zor, yalan söylerken yakalanıldığında ise sonuçların daha ağır olduğu bir dönem oldu. Bu kitabın iddiası, uydurmaya atalarımızdan daha meyilli olmadığımız, fakat bundan sıyırmayı daha iyi becerdiğimiz, ifşa olsak bile bunun yanımıza kâr kalma olasılığının daha yüksek olduğu ve bu süreçte kendimizi herhangi bir zarar vermediğimize ikna ettiğimiz düşüncesidir. Göreceğimiz üzere, çağdaş yaşamın hareketliliği ve anonimliği yalancılığı kolaylaştırmaktadır; tıpkı aldatmayı teşvik eden entelektüel trendler, imaj ürünü şöhretler, herkesçe bilinen ve bizi gittikçe duyarsızlaştıran örtbas etme vakalarının yaptığı gibi.''
Sayfa 17
286 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.