Hakkın Yılmaz ve Sarsılmaz Müdafii Bekir Berk

Necmeddin Şahiner

Hakkın Yılmaz ve Sarsılmaz Müdafii Bekir Berk Gönderileri

Hakkın Yılmaz ve Sarsılmaz Müdafii Bekir Berk kitaplarını, Hakkın Yılmaz ve Sarsılmaz Müdafii Bekir Berk sözleri ve alıntılarını, Hakkın Yılmaz ve Sarsılmaz Müdafii Bekir Berk yazarlarını, Hakkın Yılmaz ve Sarsılmaz Müdafii Bekir Berk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
253 syf.
10/10 puan verdi
Avukat Bekir Berk
Hakkın Yılmaz ve Sarsılmaz Müdafii Bekir Berk
Hakkın Yılmaz ve Sarsılmaz Müdafii Bekir Berk
Merhum Avukat Bekir Beyefendi' nin iman, aşk, mücadele, çile ve zorluklarla dolu muhteşem hayatından, değerli kişlerden yapılan alıntılarla da süslenmiş ve yine hayatı merhum Avukat Bekir Berk Beyefenidinin hayatı ile paralellik arzeden değerli Yazar Necmeddin Şahin Beyefendinin kaleminden bir solukta okunacak bir kitap.
Hakkın Yılmaz ve Sarsılmaz Müdafii Bekir Berk
Hakkın Yılmaz ve Sarsılmaz Müdafii Bekir BerkNecmeddin Şahiner · ŞAHDAMAR YAYINLARI · 20102 okunma
Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’ni, bir gece, Emirdağ’ında ziyaret ettiğimde önce pullu ve mühürlü açık varakalar verdiği gibi, ayrıca pulsuz üstü açık dört-beş tane daha kâğıt imzalayıp, yani mühürleyip vermişti. Merhum Zübeyir Gündüzalp Ağabey’im onlara da pul yapıştırmak istemişse de Üstad Hazretleri pulsuz olarak vermekte direnmiş ve vermişti. Daha sonra bu açık varakalardan bir ikisini Zübeyir Ağabey’e vefatından önce hediye etmiştim. Pullu ve mühürlü bir açık varaka bir çerçeve içinde, odamın duvarında asılı durmaktadır. Bekir BERK
Reklam
Hazreti Mevlâna’nın “Yanmayan yakamaz.” diye buyurulan ölümsüz vecizesini düşünürdüm..
264 syf.
·
Puan vermedi
Bu eseri çok uzun zamandan beri kitapligimda bekletiyordum tamamen okumak bugüne nasipmiş. Merhum Yücel Hacaloğlu ile bir sohbetimiz esnasında Bekir Berkteki dönüşümü anlayamadığımı söylemiştim. Bana burada yazmamın doğru olmayacağı birkaç şey söylemisti ama ne olursa olsun Ben her halukarda Bekir Berk’i severim. Atsız’la yolları ayrılmış,
Hakkın Yılmaz ve Sarsılmaz Müdafii Bekir Berk
Hakkın Yılmaz ve Sarsılmaz Müdafii Bekir BerkNecmeddin Şahiner · ŞAHDAMAR YAYINLARI · 20102 okunma
1958 veya 59 olacak, bürosuna gittim. Necip Fazıl Bey’in muhakemesi var. Beni de götürdü. Eylül ayıydı. Þemseddin Günaltay dava etmiş. Üstad, Büyük Doğu’nun kapağına onun resmini ve bir maymun fotoğrafı koymuş. Birbirine benzetmiş... Hakaret davası açmışlar. Bekir Berk’le birlikte Abdurrahman Þeref Laç Bey, Necip Fazıl’ı savunuyorlar. Davacı vekili de iki genç avukat var. Necip Fazıl mahkemeye kısa kollu bir gömlek ve beyaz pantolonla geldi. Üzerinde ceket yoktu. Hâkim kendisine sordu: – “Ne dersiniz, iddia budur?” Merhum kalktı, kendine mahsus tikler ve jestlerle cevap verdi: – Efendim, önceki Büyük Doğu’larda da aynı mevzuu yazmış ve neşretmiştim. Aynı hükümet, aynı kanunlar... O günlerde suç sayılmayıp da bugün suç telâkki olunmasını merakla takip ediyorum. Merakım budur. Niçin geçen sayılarda suç olmamış da bugün suç olmuş? Bunun üzerine hâkim, davacı avukatlarına döndü. – “Siz ne dersiniz?” – “Efendim, biz bütün Büyük Doğu sayılarını gözden geçirdik, böyle bir yazıya rastlamadık...” – “Eh, ne yapalım. Bir dahaki celseye Necip Fazıl Bey o yazıyı getirsin...” Mahkeme ertelendi, çıktık. Koridorda birlikte yürüyoruz. Bekir Bey sordu: – “Üstad, hakikaten öyle bir yazı var mı?” – “Yok efendim... O zamana kadar Adnan Bey’in bir af kanunu çıkaracağını biliyorum. Çıkarırsa çıkarır. Çıkarmazsa, zaten bu davalardan mahkûmiyetim 80-90 seneyi buluyor. Üzerine birkaç sene daha eklenir...” Üstad’ın bu cevabına hepimiz hem şaşırmış, hem de gülmüştük...
Bu Bozuk Makinada, Bu Deha
Nureddin Bey, efendi, kibar, nazik adam... Üstad’ın önce çıplaklığı, sonra da bu sözleri üzerine acaba ne yapacaktı? Necip Fazıl gidince, ben hemen, “Aman hocam, davanın kudsiyeti adına gücenmeyin. Benim ne için çırpındığımı görüyorsunuz. Aman darılmayın.” dedim. Allah razı olsun, Topçu Hoca gülümsedi ve şöyle dedi: – Bekir Bey, gücenmek ne demek? Asla gücenmem. Ben bu ruhları bilirim. Fakat şu anda Allah’ın namütenahi kudretine hayranım ki, bu bozuk makinada, bu dehayı nasıl saklıyor!.. Ömrümde duyduğum en mânâlı sözlerden birisi budur. Üstad, kendiliğinden gelmiş ve yazı verecek olan Nureddin Topçu gibi bir zâta, bir anda kızıp hakaret edebiliyor. Evet deha, fakat makine bozuk... Necip Fazıl Bey geldi, hiç bir şey olmamış gibi kahveleri içerken, – “Benim ne çileli bir insan olduğumu anlayın, görün ki, telefon ettiler, çamaşırlarınız yıkandı geliyor, dediler; hâlâ gelmedi. Bakın yanınızda böyle oturuyorum. Sizi bu hâlde karşılıyorum.” dedi. Buna Nureddin Bey şu cevabı verdi: – Efendim, pehlivanlar böyle olur. Güreş minderinde fanila giyilmez!.. Cevap Üstad’ın hoşuna gitti. Kendine mahsus gülüşüyle güldü. Derhal tavır değiştirdi. – “Kitabı kim getirecek?” dedi. Ben hemen atıldım. – “Ben getiririm, Üstad’ım!” dedim.
Reklam
59 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.