Ne güzeldi susmak; susan için de, söyleyen için de.
Susmak olmasa ne yapardı yalancılar?
Susmak kuşatıcı bir şeydi.
Mahiyetini yalnız susanın bildiği bir sır, tek kelime ile dağılabilecek bir büyü.
Şimdi koşup gitmek istediği tek yer annesinin kucağıydı. Gidip sarılsa, göğüsünden gelen o huzur verici kokuya bulasa benliğini. Saçlarını okşasa annesi, geçti kızım dese. Ama diyemezdi, ÖLÜLER KONUŞAMAZDI.
Ancak, bazen üstünü kat kat perdelerde örttüğü geçmişi bir delik bulup,bir ışık huzmesi şeklinde çıkıyordu karanlıkların arasından. Bir fotoğraf karesi beliriveriyordu birden.