İstediğin kadar oku demişti Hacı Ziya.'' Kalp kanallarını kapattıktan sonra,yani öğrendiklerin kalbine uğramadan yalnızca beyninden geçiyorsa,hiç bir zaman gerçek bilgiye ulaşamazsın.Kalbini açmadıkça öğrendiğin bilgiler yük olur sırtına.Klavuz olacağına, dert olur başına.Mutlak bilgi, Allah katında saklıdır.Sen okuduklarınla , öğrendiklerine Allah katından inen nurların kalbine akmasına izin vererek hakikati sezeceksin.Bak bulacaksın demiyorum ;sezeceksin.Çünkü hakikat, mutlak doğru sandığın binlerce şartlanmış bilgi,önyargı ,vesvese arasından sezilir gibi olandır.Ve ancak,kalbini nura açabilenlere kendini gösterir
Hal-i Siyah-Işıl Gülizar
"Eyy göklerin, yerdekilerin ve ikisi arasındaki tüm varlıkların Rabbî, yakarışım sanadır.
Yalnız sana sığınır, yalnız senden medet umarım.
İçimdeki kötülüklerden sana sığınırım.
Beni temizle, içimi temizle, ruhundaki sıkıntıları gider.
Bana yolu göster.
Olayları muhakeme etme gücü ver.
Senin iznin olmadan hiçbir kul sonsuza kadar temiz kalamazdı.
Senden müşkülüm için hayırlara vesile bir çözüm diliyorum.
Yakarışıma cevap ver yaa Rabbî..."
"İstediğin kadar oku" demişti Hacı ziya.
"Kalp kanallarını kapattıktan sonra , yani öğrendiklerini kalbine uğramadan yalnızca beyninden geçiriyorsa, hiçbir zaman gerçek bilgiye ulaşamazsın.
Kalbini açmadıkça öğrendiğin bilgiler yük olur sırtına.
Kılavuz olacağına, dert olur başına.
Mutlak bilgi Âllâh katında saklıdır.
Sen okuduklarınla, öğrendiklerinle Allâh katından inen nurların kalbine akmasına izin vererek hakikati sezeceksin.
Bak bulacaksın demiyorum; sezeceksin.
Çünkü hakikat , mutlak doğru sandığın binlerce şartlanmış bilgi , önyargı , vesvese arasında sezilir gibi olandır.
Ve ancak, kalbini nura açabilenlere kendini gösterir."
Ancak, bazen üstünü kat kat perdelerde örttüğü geçmişi bir delik bulup,bir ışık huzmesi şeklinde çıkıyordu karanlıkların arasından. Bir fotoğraf karesi beliriveriyordu birden.