Hale Gönderileri
Hale kitaplarını, Hale sözleri ve alıntılarını, Hale yazarlarını, Hale yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Ey parlak melek, konuş yine!
Sen, göz kamaştıran bir parlaklık veriyorsun geceye;
Cennetin kanatlı ulağısın başımın üstünde,
Tıpkı ölümlülerin hayretle açılan gözlerinde gördüğün gibi.
Tembel bulutlara binip uçarken o havanın kucağında,
Onu seyreden insanlar gibi hayranlıkla,
Öylece bakıyorum sana.
William Shakespeare, Romeo ve Juliet
"Ona asla engel olma, bu kesinlikle doğal yoldan son bulacaktır ; onu engellersen, bu durum uğrana savaşmaya değecek bir önem kazandırır."
Sayfa 118 - pegasus
-Hiçbir şey seni korkutmuyor gibi görünüyor.
-Neden korkutsun ki? Hayat bir oyun ve ben bu oyunun nasıl oynanacağını biliyorum.
-Sen bile bazen hata yapıyor olmalısın.
-İnsanların kazanmalarını engelleyen de tam olarak bu tür bir tutum.
Sayfa 386 - PegasusKitabı okudu
İnsanların göz yumdukları şeyleri düşündükçe, içimden ağlamak geliyordu. Bir insanı diğerinden daha az ya da daha değerli kılan neydi?
Sayfa 335 - PegasusKitabı okudu
Benden hoşlanman beni istediğin ya da ihtiyacın olan kişi yapmaz.
Sayfa 175 - PegasusKitabı okudu
Bazen, bazı şeylerin anlamını kavramaya çalışmayı bırakmak en iyisidir. Hayat o kadar belirgin değil, bazen belirsiz şeyler de var.
Sayfa 153 - PegasusKitabı okudu
…Bir kerecik olsun düşünmek istemiyordum, sadece olmasını istiyordum.
Sayfa 144 - PegasusKitabı okudu
Ona asla engel olma, bu kesinlikle doğal yoldan son bulacaktır; onu engellersen, bu, duruma uğruna savaşmaya değecek bir önem kazandırır.
Sayfa 118 - PegasusKitabı okudu
televizyon...
İnsanların duygularıyla oynamak ve onların zayıflıklarından yararlanmak iğrenç bir şey. Halkın böyle bir zalimliği eğlence olarak kabul etmesi, daha da mide bulandırıcı bir şeydi.
Sayfa 103 - PegasusKitabı okudu
Ben insanların başka bir insanın kalplerine ve zihinlerine egemen olmasına izin vermelerini hayret verici buluyorum.
Sayfa 19 - PegasusKitabı okudu
İnsanların kullandığı dildeki en sinir bozucu kelimelerden biri aşktı. Bu küçücük kelimeye o kadar fazla anlam yüklenmişti ki. Ağızdan ağıza dolaşıyor, insanlar sahip oldukları şeylere, hayvanlarına, tatilde gidecekleri yerlere ve en sevdikleri yiyeceklere olan bağlılıklarını anlatırken bu kelimeyi özgürce kullanıyorlardı. Aynı zamanda, bu kelimeyi hayatlarında en önemli olduğunu düşündükleri insan için de kullanıyorlardı. Bu aşağılayıcı değil miydi? Bu kadar derin bir duyguyu tanımlayacak başka bir kelime olması gerekmez miydi?
Sayfa 18 - PegasusKitabı okudu