Dünyevî bir nîmete eriştiğimizde ne kadar seviniyoruz; bizi ebedî saâdete götürecek olan îman nîmetinin ve ümmet-i Muhammed olmanın ne kadar minnettarlığı, sürûru ve şükrü içindeyiz?
İşte bunları hakkıyla tefekkür edebilmek; kula fânî sıkıntılar için şikâyetin, sızlanmanın, isyânın ne dehşetli bir nankörlük olduğunu idrâk ettirir.