Peki, dediler, varsayalım ki yanlış yolda gidiyoruz, olabilir; çünkü insan zekasının bir özelliği kuruntuya sahip olmasıdır. Ama ne hakla, tıpkı sizin gibi olan insanlardan Tanrı'nın verdiği hayatı alacaksınız? Eğer bu Tanrı, bizi suçlu sayıyor, bizden tiksiniyorsa, size verdiği aynı nimetleri, neden bizlere de dağıtıyor? Eğer O, bizi hoş görüyorsa, sizin daha az hoşgörü göstermeye ne hakkınız var? Tanrı'dan bu kadar inançla, bu kadar kesin bir biçimde söz eden dindar kişiler! Bize söyleyiverin de tanrı, ruh, maddesiz töz, cisimsiz varlık, organlarla duyumların dışındaki hayat dediğiniz bu doğaötesi ve soyut varlıkların neler olduğuna aklımız ersin. Eğer siz, bu varlıkları, duyularınız ya da onların edindiği izlenimlerle tanıyorsanız, bizim duyularımızı da, bunları kavrayacak hale getirin. Yok eğer sadece, tanıklığa ve geleneğe dayanarak söz ediyorsanız, bize bunun düzgün bir tarihini anlatarak inancımıza değişmez özdeş temeller kazandırın."
