Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Haremden Kaçan Şehrazat

Fatima Mernissi (Fetna Ayt Sabbah)

Haremden Kaçan Şehrazat Gönderileri

Haremden Kaçan Şehrazat kitaplarını, Haremden Kaçan Şehrazat sözleri ve alıntılarını, Haremden Kaçan Şehrazat yazarlarını, Haremden Kaçan Şehrazat yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Beni yiyecekten yoksun bırakmak, düşünme yetilerimi felce uğratmanın kesin­likle en iyi yolu.
Batı erkeği, ışık­ları erginleşmemiş kadına çevirerek, daha yaşlı ve olgun kadının üzerini örtüyor, onu çirkinlik örtüleriyle sarıp sarmalıyor. Bu fi­kir benim tüylerimi diken diken ediyor; çünkü bu fikir bu gö­rünmez haremi doğrudan kadının cildine damgalıyor.
Reklam
Naomi Wolfun söylediği gibi, erkekler akıl almaz miktarda fetişe benzeyen mo­da eşyası üretti: "Bilinçsiz kaygılardan kazanılan sermayeyle güç­lü endüstri kolları yılda 33 milyar dolar kazanan diyet endüstri­si, 20 milyar dolarlık kozmetik endüstrisi,. 300 milyon dolarlık estetik cerrahi ve 7 milyon dolarlık pornografi endüstrisi- orta­ya çıktı; bunlar yeri geldikçe kitle kültüründeki etkilerinden yararlanarak, bu büyüyen ekonomik spiralde halüsinasyonları kullanabiliyor, bunları körükleyerek harekete geçirebiliyor.
Do­ğu'da kadınlara karşı kullanılan silah insan arasına girmeyi sı­nırlamak; Batı'da kullanılan silahsa, gençliği güzellik olarak gös­terirken, olgunluğu kınamaktı. Kadınlara karşı New York'ta za­man, Ayetullahların Tahran'ında ise mekan kullanılıyordu. Her iki kültürde de amaç aynı: kadınlara kendilerini rahatsız, yetersiz ve çirkin hissettirmek. Zamanı harcayan Batılı kadınlar yaşla beraber tecrübe kazanıp olgunlaşıyorlar ve modanın ka­hinleri tarafından çirkin ilan ediliyorlar, aynen halka açık me­kanları kullanan İranlı kadınlar gibi.
Batı erkeği, kadın güzelliğini, idealleştirdiği bir çocuklukta dondurmak için imgeleri ve sahne ışıklarını kul­lanıyor ve kadınları, yaşlanmayı -yılların o olağan ilerleyişini· utanılacak bir değer kaybı olarak görmek zorunda bırakıyor.
Matisse, Kemal Atatürk'ün güzellik idealiyle; örtülerini atarak uçak kul­lanan Türk kadınlarıyla neden ilgilenmedi? 1920'lerde Atatürk gibi Türk bir asker, özgür kadınlar hayal ederken, Matisse gibi demokrasinin içinde yetişmiş bir adamın odalıkların ve kadınların itaatkarlığıyla karıştırdığı bir İslam uygarlığının hayalini kuruyor olması ne tuhaf. Bu zıtlık nasıl açıklanabilir?
Reklam
1930'da uçak uçururken resimleri çekilen ilk kadın pilot olan Sabiha Gökçen gibi Türk kadınları, benim doğduğum şe­ hirde ilk kez 1950'lerde uçan Touria Chaoui gibi yeni yetişen kadınlara örnek oldular. Ancak Fas Türkiye'den çok gerideydi; Süreyya Ağaoğlu daha 1930'larda Türk mahkemelerinde müvekkillerini savunurken, bizim ilk kadın avukatımızı görmemiz için yıllarca beklememiz gerekmişti.
Türk Devrimi'nin etkileri, İslam dünyasının her yanında yankılandı. Bu sayede de Fas'ta ilk kız okulları açıl­dı, benim de 1940'larda öğrenim gördüğüm ve onlar olmasay­dı tam bir cahil olarak kalacağım okullar.
Erkeklerin güzellik tim­sali olarak özgüven sahibi, bağımsız kadınları düşlemesi için, nasıl bir devrime ihtiyacımız var acaba?
Afganistan, Cezayir ya da başka yerlerde kadın­ları örtünmeye zorlayan bağnazlar, kadının zekasını karalamı­yorlar; onların savaşı daha çok kadınların halk arasına girmesiy­le ilgili. Erkekler sokaklarda ve parlamentolarda kurdukları te­keli korumak, kadınlarsa buralara ait olmadıklarını göstermek için örtünmek zorundalar. Örtünme, politik bir ifade.
40 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.