Hastalık, Sağlık ve Toplum Sözleri ve Alıntıları
Hastalık, Sağlık ve Toplum sözleri ve alıntılarını, Hastalık, Sağlık ve Toplum kitap alıntılarını, Hastalık, Sağlık ve Toplum en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bütünsel tıp modeli hastalıktan ziyade sağlığa odaklanır ve bağımlılığı değil sorumluluğu özendirir. Yani hastaların doktorlara bağımlılığını azaltıp sağlığa aktif bir yaklaşımı teşvik eder
orta sınıf mensupları, şehirlerini ve işçi sınıfını temizlemedikleri sürece tüberküloz ve koleradan öleceklerini fark ettikleri zaman Büyük Sağlık Uyanışı adlı bir hareket başlamıştır. Hareket kapsamında pamuklu giysilerin teşviki, sokakların genişletilmesi, ölülerin şehir dışına gömülmesi ve kanalizasyonların yapılması gibi uygulamalara geçilmiştir. Sonuçta hastalıkların önlenmesi veya ortadan kalkması ile halk sağlığının iyileşmesi, tıbbi uygulamalardan ziyade bu tarz toplumsal ekonomik ve çevresel gelişmelere bağlı olmuştur.
"Kristeva'ya göre modern insan ruhunu kaybetme yolundadır, ama bunun farkında bile değildir. Çünkü ona göre, "kendimize bir ruh oluşturmak için gerekli ne zamanımız ne de yerimiz var."
Sayfa 87Kitabı okudu
"Hastalık, insanın acizliğini ve zayıflığını dile getirir ve sağlıklı halinin geçici olduğunu hatırlatır. Rüyalarına hükmedemeyen ve kendi bedeninde çalışan milyarlarca hücreye söz geçiremeyen insan, hastalıkla birlikte belki de kendi hakiki gerçekliğinin farkına varır."
Sayfa 15Kitabı okudu
Empati kurabilen ve dinlemeyi bilen iyi bir arkadaş bir terapist yerine geçebilir.
Modern insan acıyı, üzüntüyü, hastalığı ve kısmen de ölümü hayatından uzaklaştırıp zevki, sağlığı ve mutluluğu yaşamın temel hedefi haline getirmek istediği için endüstriyel gelişmeyi hayatının merkezine koymuştur. Fakat insanın sağlık ve mutluluk arayışı, giderek hastalıklı bir hal almış ve onu sadece kendini düşünen merhametsiz, bencil ve açgözlü bir varlık haline getirmiştir. Kendisini yeryüzünün efendisi olarak gören modern insan, doğayı hoyratça kullanmaktan çekinmemiş, imar etmek isterken yıkmış, geliştirmeye çalışırken tahrip etmiş, yaşatmaya çalışırken yok etmiştir.
Bir hastalıkla ilgili sürekli yeni ilaçlar üretiliyorsa muhtemelen bu, o hastalığın ilaç tedavisinin bulunmadığı anlamına gelir.
İnsan böylece, hiç bir hak ve etik ilke gözetmeden hayvanları avlayarak, onlardan bir nevi intikam alarak, onları her türlü tüketim arzusunun nesneleri haline getirerek Kojéve'in belirttiği gibi, "hayvanın ölümcül bir hastalığı" haline gelmiştir.
Hastalığın nereden, ne zaman ve nasıl geleceği pek belli olmaz.
Her ideoloji bireysel ve toplumsal düzlemde bir gerilim alanı, bir huzursuzluk ve bir gerginlik meydana getirir.
İlaç bir vasıta, bir yardımcı kuvvettir; ama iyileşmenin veya şifa bulmanın bizatihi asıl kaynağı değildir.
Önceleri bireysel mesele olan insan sağlığının önem kazanmaya başlaması ulus devletlerin oluşum sürecine denk gelir. Birey artık sadece kendi başsına bir fert olarak görülmez; aksine içinde yaşadığı toplum (ulus) için faydalı olarak, bunun için de sağlıklı olması gereken bir vatandaş olarak görülmeye başlanır.
Son zamanlarda alternatif tıpa oluşan yoğun ilgi alternatif tedavilerin değerinin kanıtlanmasından değil, modern tıbbın yarattığı hayal kırıklığındandır.
insanların toplumsal ve ekonomik koşulları görmezden gelerek, yoksulluk ve kötu barınma koşulları gibi unsurları göz ardı ederek hastalıklarla mücadeleyi sadece mikroplarla mücadele şeklinde yürütmeleri, hastalıkların ortadan kaldırılmalarında etkili olmamıştır.
Belirli bedensel tipler meşrulaştırılırken, buna uymayanların sağlıksız oldukları ima edilmiş olur. Bu mantığa göre, şişman, gevşek ve bakımsız kişilerin sağlıksız oluşu rahatsızlıktan ya da hastalıktan değil, başkalarının sağlık emaresi saydığı gösterişli süsleri takıp takıştırmaya, ya da arzulamaya yanaşmamalarından kaynaklanır"