Hata Neredeydi? sözleri ve alıntılarını, Hata Neredeydi? kitap alıntılarını, Hata Neredeydi? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Padişah vakfı ve selatin cami gibi kültürün merkezinde yer alan nesnelerde yabancı bir etki görüldüğünde, kültürel özgüvende belli ki bir sendeleme vardır.
İnsan giyiminde Batılılaştı mı, ya da Ortadoğulu tabirle Frenkleşmeye başladı mı, deri ayakkabı ya da bot giymek neredeyse simgesel bir özellik kazanır.
Doğu'dan kaçan ya da fidyeleri ödenerek yurtlarına dönen Batılı tutsaklar maceralarını, karşılaştıkları insanları, gizemli Doğu'da gördükleri yerleri konu eden hacimli bir edebiyat ürettiler. Batı'da bulunan Ortadoğulu Müslümanlar'dan evlerine dönmeyi başaranların büyük çoğunluysa sessiz kalmayı tercih etti. Kaybolmadan kalan tek tük anlatımlar da büyük ilgi görmedi.
İslâm köktencileri ve militanlarının literatüründe düşman çeşitli biçimlerde tanımlanır.
... Çoğu için başdüşman, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve İslam dünyasının büyük laiklik reformcusu Kemal Atatürk'tür.
Amerika kaynaklı olduğu bilgisi yaygın olan bu hastalık İslam dünyasına Avrupa'dan geçmişti. Arapça, Farsça, Türkçe ve başka dillerde doğrusu hâlâ "Frenk hastalığı" olarak bilinir.
Erkeklerin Batı kıyafeti giymesi, görünen o ki, modernleşmedir. Kadınların giymesiyse, yerine göre hoş karşılanacak, yerine göre cezalandırılacak olan Batılılaşma.
Türkler Batı'yı biraz inceleyip Batılı kavram ve varlıklar için terimler geliştiren ya da benimseyen ilk Müslüman halktı. Türkçe'de secularism üzerindeki ilk tartışmalarda "dindışı" anlamındaki ladini terimi kullanılıyordu. Bu da kolaylıkla "dinsiz"le karıştırılabilir. Türk laiklik yanlıları da seçtikleri terimin gereksiz ve kışkırtıcı olduğunu çok geçmeden anladı. Bu yüzden de onun yerine Fransızca'dan ödünç alınmış bir sözcüğü koydular: Laique.
Müslüman Ortadoğu'nun Avrupa bilimini kabul etmeye gönülsüzlüğü, Ortaçağ İslâm uygarlığının modern bilimin gelişimine muazzam katkısı göz önünde bulundurulduğunda daha da çarpıcıdır.
"For many centuries İslam was the world's greatest, most open, most enlighted, most creative, most powerful civilisation."
Yüzyıllar boyunca İslam dünyanın en büyük, en açık, en aydın, en yaratıcı, en güçlü medeniyetiydi.sonra hersey değişti..
En baştan Hıristiyanlar'a hem kural hem uygulama olarak Tanrı ve Sezar'ı ve her birine karşı yükümlü olunan görevleri birbirine ayırt etmeleri öğretilmiştir. Müslümanlar böyle bir eğitim almamıştır.