Hayalimdeki Michel Foucault - Maurice Blanchot: Dışarının Düşüncesi

Michel Foucault

En Yeni Hayalimdeki Michel Foucault - Maurice Blanchot: Dışarının Düşüncesi Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Hayalimdeki Michel Foucault - Maurice Blanchot: Dışarının Düşüncesi sözleri ve alıntılarını, en yeni Hayalimdeki Michel Foucault - Maurice Blanchot: Dışarının Düşüncesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nereden geldiğini bilmeyi öğrenen her insan olduğu şeye hayran kalabilir ya da maruz kaldığı çarpıtmaları anımsayarak kendisini hareketsiz kılacak bir hayal kırıklığına teslim olabilir veya Nietzsche örneğinde olduğu gibi soykütüksel gülmeceye ya da eleştiri oyunlarının patavatsızlığına sığınabilir. (M. Blanchot)
Sayfa 85
Reklam
Her zaman daha çok tabi kılınıyoruz. Artık kaba değil de, zarif olan bu tabi kılmalardan, tanrısal kökenli yasanın yeri- ne onlardan bıktığımızda kuşkusuz insani, ama aynı zamanda korkunç bir bürokrasiden (şunu unutmayalım ki bürokrasinin en acımasız biçimlerini dahice betimliyor gibi görünen Kafka, onda çok az yozlaşmış mistik bir gücün tuhaflığım görerek önünde eğilir) kaynaklanıyor gibi görünen değişken kuralları ve akla uygun usûlleri koyarak aşkınlığını unutmamız gerektiği ölçüde yalancı bir iktidarın en farklı kiplerini bilgiye dönüştürebilen özneler, hatta özgür özneler olmanın görkemli sonuçlarını elde ederiz
Heidegger’in fazlasıyla basit iki cümlecikle -dilin temellendirilmesine gerek yoktur, çünkü temellendiren odur- bizlere hatırlattığı kötücül bir aşkınsalcılığın canlanmasına izin verdikleri yalnızca bir dil (veya söylem) için çalışıyor gibi görünmeyi (bir an için) kabul etmesidir.
Bekleyen ve unutkan varlığında, her belirli anlamlamayı ve konuşanın varlığını bile silen gizlenme gücünde, her varlığın özsel saklanma yerini oluşturan ve böylece imgenin uzamını özgürleştiren bu gri tarafsızlıkta dil ne hakikattir ne zamandır, ne ebediliktir ne insandır, o her zaman bozulmuş dışarının biçimidir; o köken ile ölüm arasında temas kurar ya da daha doğrusu sonsuz salınmalarının kısacık anında bunların görünmesine izin verir
Dil, her bir sözcüğüyle, kendisinden önce varolan içeriklere doğru ilerler; ama varlığının kendisinde ve varlığının en yakınında kendisini tutmasıyla yalnızca bekleyişin saflığında açılıp yayılır. Bekleyiş ise hiçbir şeye yönelmez: çünkü onu bütünüyle karşılayacak nesne onu yalnızca silebilir. Bununla beraber bulunduğu yerde yazgısına boyun eğmiş hareketsizlik değildir; sona ermeyecek ve kendisine hiç dinlenme ödülü vaat etmeyecek bir hareketin dayanıklılığına sahiptir; hiç- bir içselligi sarmaz; en küçük parçacıklarının her biri kaçınılmaz bir şekilde dışarıya düşer. Bekleyiş, kendi geçmişinin sonunda bile kendisini bekleyemez, kendi sabrından bile hoşlanmaz; ya da kendisinde asla eksik olmamış cesaretlen tek bir kereliğine bile olsa destek alamaz. Onu toplayan bellek değil, unutmadır
Reklam
218 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.