26 Ağustos günü, Cumhuriyet gazetesi yazarı Işıl Özgentürk deprem bölgesinde yaşadıklarını anlattı bize. "Ölenler var, evet, ama biliyor musunuz, âşık olanlar var o çadırların arasında. El ele tutuşup o çadırı cennet yapmaya çalışanlar var. O çadırlarda doğan bebekler, o bebekler için, o bebekler yüzünden gülümseyen, sizden, bizden çok daha güçlü olan ve yeniden başlayanlar var. Yıkıntıların üzerinde filiz veren bir hayat ve umut var. Onu yaşatmak gerek. O umudu yaşatmak, büyütmek gerek," diyerek bitirdi konuşmasını.
Sayfa 40 - Hayat Güzeldir, İclal Aydın/ Epsilon Yayınları/ 16. Basım, Aralık 2001, İstanbulKitabı okudu
Seni seviyorum sadece sen olduğun için.
Gürültülü kahkahan,dağınıklığın,iştahın,sabah huysuzluğun,savrukluğun,küsmene rağmen.Seni seviyorum.
Seni çok seviyorum,o kadar çok seviyorum ki yanımda mutsuzsan eğer benden uzakta mutlu ol diyebilecek kadar…
Sana uzak kentlerden birinde zamanın bi yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi…
Onca zamanın üstünde eskimeyen bi düşüncesin şimdi.
İnsan her gün anımsar mı aynı gözleri?
Bazı erkek çocukları 9 yaşında bulaşığa yardım ederek annelerinin el emeği ile hazırladığı üstün hizmet madalyasını hak ederler. O yüzden "yorsa da yıkamaz" hayat onları . Çalışan annelerin erken büyüyen çocuklarını.