Ben de 6 yaşımda arefe günü mezarlığa Kur'an okumaya gittim. Ölmüşlerinin ruhuna bana Kur'an okutan hanımlar, çok küçük yaşta okumamı hayretle dinliyorlar, bana normalin üstünde para veriyorlardı. Parayı alırken utancımdan yüzüm kızarıyor, sıkılarak ses çıkarmadan alıp cebime koyuyordum.
O gün epeyce para kazanıp eve dönünce kendi kendime düşündüm. Hocamda okuduğum ilmihal kitabında Kur'an okumanın ibadet olduğunu ve para karşılığında okumanın caiz olmadığını yazdığını hatırladım. Bunları hatırlayınca, ibadet satılır mı? Neden mezarlıkta para ile Kur'an okudum diye kendi kendime sitem ettim. Topladığım paraları sahiplerine vermem imkansızdı.
Para şirin olduğu için haramdanda gelse atılmıyor. O halde o parayı ne yapacağım diye biraz düşününce formülünü buldum ve kararımı verdim. Bu paralarla kitap alacağım bir daha da para karşılığında Kur'an okumayacağım. Düşündüklerimi ninemlere de söyledim, onlar da bana katıldılar. Bayramı geçirdikten sonra kitapçıya giderek o paraya Envarü'l Aşıkin ve benzeri mev'iza kitapları Seyit Battal Gazi, Hz. Ali'nin cengi gibi hikayeleri ve Âşık Kerem, Âşık Ömer, Âşık garip, Kuddûsî, Şemsi Mevlid-i gibi şiir ve ilahi kitaplaraı aldım. O günden sonra da bugüne kadar Kur'an-ı Kerim'i para karşılığında ne okudum ne de okuttum. 17 yaşında okutmaya başlayınca talebelerimden değil ücret, hediye bile almadım. Hep okumam, okutmam ibadet kastıyla ve Allah rızası için oldu.
Bir evde ana-baba veya diğer aile fertleri birbirlerine haksızlık yapar ve zulmederlerse, bunu gören çocukların haksızlık yapanlara kin ve nefreti artarken, haksızlığa uğrayanlara da acıma ve sevgi duyguları gelişir. Bu duygular çocuklarla birlikte büyür ve kökleşir. Böylece çocuklar geçimsiz ailelerde kimine dost, kimine düşman olurlar. İşte çocukların büyüklerine karşı isyan ayaklanmalarının bir sebebi de budur. Büyükler bu gerçekleri göz önüne alarak birbirlerine saygı beslemeliler ve aralarında uyum sağlamalılar, birbirlerine kötülük ve eziyet etmemeliler.