Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Haydi Namaza

Abdullah Yıldız

Haydi Namaza Gönderileri

Haydi Namaza kitaplarını, Haydi Namaza sözleri ve alıntılarını, Haydi Namaza yazarlarını, Haydi Namaza yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tevbe ise; yapılan hata ve günahtan dolayı pişmanlık duyup ondan vazgeçmek, isyandan itâate dönmek demektir. Tevbenin tam bir tevbe olabilmesi için de tekrar günaha dönmemek ve durumunu düzeltmek gerekir. "Ancak, kim işlediği zulümden sonra tevbe eder, davranışların düzeltirse - eslaha-, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder; çünkü Allah Gafûr ve Rahîmdir." (Mâide 5/39) Tevbe eden, ibadet eden, hamdeden, seyahat eden, rükû eden, secde eden, iyiliği emredip kötülükten meneden ve Allah'ın sınırlarını koruyanları, müminleri müjdele!" (Tevbe 9/112)
Allah'tan bağışlanma dilemek iş bitmez. Bağışlanması dilenen günahta israr etmemek ve kesin bir biçimde tevbe etmek gerekir.
Reklam
Istiğfar kelimesinin aslı "ga-fe-ra"dır. "Bir nesneyi kirden ve pastan koruyan bir mahfaza ile örtmek"
Tekbir ile namaz'a girdikten sonra, Allah'ı tesbih ederek kıyam'a başlarız: "Sübhânek'Allâhümme ve bi-hamdik... (Ey Allâh'ım! Seni tesbih ederiz ve hamd de sanadır)!' yahut "Sübhan'Allâhi bükraten ve asîlâ (Sabah akşam tesbih Allah'adır)!" deriz. Rükûa gider ve"Azim olan Rabbinin adını tesbih et" (Väkia 56/74,96) ilahi emrini yerine getirmek için "Sübhâne Rabbiy' el-Âzim" deriz. Rükûumuzda, Allah'tan başka hiçbir kimsenin, hiçbir güç ve kuvvetin karşısında eğilmeyeceğimizi ikrar ederiz; zira Allah'ın dışında, karşısında eğilmeye layık hiçbir güç ve kuvvet yoktur. Daha sonra, Rabbimizin, "Yüce olan Rabbinin adını tesbih et!" (A'lâ 87/1) emrine uyarak, Allah için secdeye kapandığımızda "Sübhâné Rabbiy' el-A'lâ" deriz.
TESBİH
Namaz sözlü ve fiilî bir tesbihtir. Tesbih'in lügat anlamı " suda pek iyi yüzerek uzaklara gitmek"tir. Istilahta ise " Allahu Teala 'yı noksan sıfatlardan tenzih etmek; yani O'nu, inanç, söz ve eylemle yüce zâtına yakışmayan her türlü şüpheden arı ve uzak tutmak" demektir.
Allah'ı ve güzel isimlerini hatırlamak, anmak O'nu hamd ile tesbih etmek, yüceltmek, Kur'an okumak, duâ etmek zikrin sadece lisana ait olan kısmıdır. Allah'ın varlığını kanıtlayan delilleri, O'nun sifat ve isimlerini düşününmek, Allah'ın hükümlerini, emir ve yasaklarını tekliflerini, müjdde ve ceza haberlerini, O'na karşı kulluk görevlerimizi düşünmek de kalbi ve fikrî zikiridir. Bedenin Allah'ın rızasına uygun görevlerle meşgul olup yasaklardan uzak durması fiilî zikirdir.
Reklam
ZİKİR
"Sabah akşam Rabbinin adını zikret" (Insan 76/25) "Namaza çağrıldığınız zaman Allah'ı zikretmeye koşun" (Cum'a 62/9) "Rabbini içinde yalvararak ve korkarak yüksek olmayan sesle sabah ve akşam zikret! Gafillerden olma!" (A'râf 7/205) Namaz baştan sona zikirdir. Namazı her anında her ifadesinde Allah'ı hatırlarız. Bir adıda "ez-Zikr" olan Kitabullah'tan ayetler, sureler okuyarak tekrar eder dururuz. Dolayısıyla"Sabah akşam Rabbini zikret " emri "Sabah akşam namaz kıl" demek olur.
Salât.
Dilimize Farsça'dan giren ve "eğilmek"anlamına gelen "namaz" kelimesinin Arapça aslı "salât"tir. "Yavrucuğum! Namaz kıl (eqimi's-salâte), iyiliği emret, kötülükten sakındır. (Bu yüzden) başına gelenlere sabret, çünkü bunlar azmı gerektiren işlerdendir. (Lokman Hekim) "Onlar namazlarını kılarlar (yuqîmûne's-salâtê) ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler" (Enfâl 8/3) Salât, arapçada genellikle duâ manasında kullanılır... İstilahta "salât"; İslam'ın temel rükünlerinden biri olan, Allah tarafından emredilip, Rasûlüllah tarafından fiilen gösterilen namaz ibadetin adı olarak kullanılır.
Namaz dinin direğidir. Onu terkeden şüphesiz Din'i yıkmış olur. (İmam Gazali, İhyâ, c.1. , s.399)
Reklam
Bir insanın Mümin ve Mûslüman olması için "inandım" demesi yetmez. Kur'ân iman ile salih amelin ortasını ayırmaz ve sürekli olarak birlikte zikreder. (Kur'ân'da "Îman edip salih amel işleyenler" ibaresi yaklaşık yüz kez tekrarlanır). İnandım diyenin, bu ifadesinde samimi olduğunu kanıtlamak için imanını eyleme dönüştürmesi ve ilk olarak da namazla iş başlaması gerekmektedir. Aksi halde, Din binasını idemez ve müminler safına da dahil olamaz.
Onlara Rahmân'ın ayetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlar. Sonra onların arkasından öyle bir nesil geldi ki, Namazı zaye ettiler, şahvetlerine uydular. Bunlar da Cehennemdeki "Gayya" kuyusuna boylayacaklar ( azgınlıklarının cezasına uğrayacaklar)dır. (Meryem 19/58-59)
Allah Resûlü (s.a.v) "Muhakkak namaz, insan ile küfür ve şirk arasında bir perdedir. Namazı terk etmek bu perdeyi kaldırmaktır *" buyurur. Başka bir hadiste de namazı bilerek terk eden kâfir olacağı* direyinde ise Allah'ın zimmetinden yani korumasından uzaklaşacağı* ifadde edilmişti. *Müslim, İman, H, 134. *el - Münfeka. *İbn Mâce, 4034.
"Yalnız Allah'a yönelin ve O'na karşı gelmekten sakının; namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden olmayın" (Rûm 30/31)
"Sizi cehenneme sevk eden nedir? Namaz kılanlardan değildik" (Müddessir 74/42-43)
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.