Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir İnsanın Hayvana Dönüşmesinin İzini Sürmek

Hayvan Olmak

Charles Foster

Hayvan Olmak Gönderileri

Hayvan Olmak kitaplarını, Hayvan Olmak sözleri ve alıntılarını, Hayvan Olmak yazarlarını, Hayvan Olmak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Geleneksel doğa yazınını kuşatan iki büyük günah vardır; insanmerkezcilik ve insanbiçimcilik. İnsanmerkezciler dünyayı insanların algıladığı şekilde tasvir eder. İnsanbiçimcilerse hayvanların insanlar gibi olduğu yargısı üzerine hareket eder.
Sayfa 14 - Kolektif KitapKitabı okudu
Ben de hiç farklı değildim, çaresizce hayvaniara daha yakın olmak istiyordum. Nedense benim bilmediğim ve ihtiyaç duyduğum bazı şeyleri biliyorlardı çünkü
Reklam
İkinci yaratılış hikayesi, hayvanların Adem'e arkadaşlık etmek üzere yaratıldığını söyler. Yalnız olmak Adem'e iyi gelmeyince Tanrı da hayvanları yaratmış. Maalesef işler planlandığı gibi gitmeyip hayvanların arkadaşlığı da kafi gelmeyince Havva'ya gerek olmuş . Havva'yı gördüğünde, "En sonunda!" diye haykırmış Adem; pek çoğumuzun hayatımızın bir noktasında haykırmayı umduğu gibi.
Her canlı zihninde farklı bir dünya resmedip o dünyada yaşıyor.
Kaybın inkarını imkansız kılan geride kalan nesnelerdir.
Ölüm gerçeği susamurunun ilk önce yüzüne vurur. Nehirde bu­run delikleri haricinde her yeri suya gömülmüş yatarken, önce koku ve eş değiştirme hikayelerini, ardından avcılar için verilen baloda pastaların kifayetsizliğini ve sonra içlerinde en tedirgin edici olan sesi, kızılağaçların altındaki yuvasından uluyan bir av köpeğine di­ğerlerinin koro halinde eşlik etmesini duyar. Fakat bunların hiçbiri önemli değildir, hepsini defalarca dene­yimlemiştir. Av köpekleri yalıçapkınlarının mesken tuttuğu ağaçtan sekip suyu yararak susamurlarına yaklaştığında işin seyri değişir. Ne zaman ki yanaklarını okşayan su av köpeklerinin hareketiyle çalkalanıp titremeye başlar, o zaman yan gelip yarmak yerine fırla­yıp kaçarlar. Yanaklar üzerlerine düşeni yapıp sahneyi görme duyu­suna bıraktığındaysa sona gelinmiş olur. Sinir kabloları ne kadar önemli olsa da yanaklardaki bölgesel hissiyatın yoğun kalması gerekir. Susamurunun kafası mütemadiyen şişkin salgı bezleri gibi olmalı ve dış dünyayı can havliyle zorlayarak daha fazla algıya kucak açmalıdır. Benim kendi yanaklarımı yeniden eğitebilmek için yapabileceğim pek fazla bir şey yoktu.
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Normal şartlarda in­sanlar için yangının ya da bir kadının kokusu bir resme dönüşür, bir şarkı ilk dinlediğimiz salonu veya bir manzarayı çağrıştırır. Sadece sıradışı koşullarda, çoğunlukla da seks sırasında duyular arasındaki etkileşim durur ve sesle kokuyu olduğu gibi algılamaya başlarız. Av­lanan bir susamuruna en çok sevgilimizle yatağa girdiğimiz anlarda yaklaşırız.
Sayfa 119Kitabı okudu
Gündüzleriyse nehir isteksiz bir hale bürünür. Yosunlar iç gıcık­layıcı hareketlerle salınmasına salınır fakat ameliyat odalarını örten hijyenik perdelerden pek bir farkları olduğunu söylenemez. En ufak erotik bir heyecan uyandırmaktan acizdirler. Daha çok duvar kağı­dına ya da merkezi ısıtmalı, fazla aydınlatılmış bir müzedeki özen­le seçilmiş eserlerin yan yana dizildiği bir sergiye benzerler. Fakat geceleri ayaklarınıza doğru uzanır; bacaklarınızı aşıp kasıklarınıza kadar okşarlar bedeninizi. Güneş ışığı yosunların renklerini suskun­laştırır; fakat güneş gökyüzünden çekilmeye başlayınca, şehvetli siyahlar, kırmızılar ve kahverengiler beliriverir. Karanlık ormanda gece bir kan damlası gibi pıhtılaşır; gece, nehrin içinde çözülür.
Sayfa 117Kitabı okudu
Fenerlerden tiksinirim. Etrafı aydınlatmak yerine karar­tırlar. Geceyi renklerinden arındırıp hareket halindeki hayvanları dondururlar. Retinalarınızdaki düşük ışık yoğunluklarında çalışan çomak hücreleri siyah beyaz görüntüler yaratır. Retinanın renk pa­letindeki ince farklılıklar ya da becerikli bir merkezi işletim sistemi sayesinde gecenin gri renkleri öğle vaktinde beliren gökkuşağının renk yelpazesi kadar çeşididir. Biz bu gri tonları sadece temsil ettik­lerini bildiğimiz renklere dönüştürmeyiz. Nörolojik simya bundan çok daha karmaşık işler. Geceleri beyinlerimiz çaresizce gündüzmüş gibi davranmaya çalışmaz, gündüz olmadığına emin olur. Beynimiz gece yaşayan bir canlının beynine dönüşür; bildiğim en büyüleyici dönüşümlerden biridir bu.
Sayfa 116Kitabı okudu
Gece yarısı sağınızda solunuzda ne olduğunu bilmediğiniz şeyler kıpırdarken bir su birikintisinin di­binde uzanmak bambaşka bir his yaratır. Ölmek gibidir. Suyun içine çekilmeniz ya da fiziksel bir zevkin cazibesine kapılmanız gerekir. Nehir bana nazik davrandı ve usulca ayartıverdi beni.
Sayfa 115Kitabı okudu
65 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.