Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hazan Mevsiminde Aşk

Ali Kırca

En Eski Hazan Mevsiminde Aşk Gönderileri

En Eski Hazan Mevsiminde Aşk kitaplarını, en eski Hazan Mevsiminde Aşk sözleri ve alıntılarını, en eski Hazan Mevsiminde Aşk yazarlarını, en eski Hazan Mevsiminde Aşk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hep treni kaçırmaktan söz edilir ya hayatta, oysa treni kaçırmak olası değildir ki… O gidiyor nasıl olsa, zaman akıyor. Siz durulacak ve inilecek istasyonları bilin yeter ki. Iskalamayın hayatı. Yaşayın yaşayabildiğinizce ara istasyonlarda
Öyleyse… Şimdi hayata dört elle sarılma zamanıdır. Zamansız ölümleri ateşleyen fitilleri ve hayatın göbek Bağlarını aynı anda keserek.
Reklam
Ülkemin insanları ‘yaşamak’ istiyor. Ama yaşamak için, zamansız ölümlerin cellatlarını, toplumsal vicdanın mahkeme divanlarında ebedi bir suskunluğa mahkûm etmek gerekiyor.
Sayfa 11 - Can YayınlarıKitabı okudu
Doğumun insan eliyle olması doğal, ölümün insan eliyle olması doğa dışı bir vahşettir. Öyle de, doğa dışı vahşetin cellatları nasıl mahkûm edilecek ebedi suskunluğa? Dahası, vicdanların isyanı nasıl dinecek? Ne çok terör, ne çok cinayet yaşandı Batı demokrasilerinde de… Ama Robert Kennedy’nin katili ebediyen hücresinden çıkamıyorsa; Martin Luther King’in celladı, mahkûmsa müebbet mahpuslara ; Başbakan Aldo Moro’nun tetikçileri yargılanıp vurulmuşsa prangalara; Bologna katliamının bombacılarının hesapları kesilmişse mahkeme divanında; Oklahoma manyakları üç günde yakalanıp atılmışsa mahpus damlarına; üç polis bir şoförün kolunu kırdı diye kocaman bir ülkenin hukuk sistemi kalkmışsa ayağa; hâlâ hayatta olan Papayı yaralayan adam, Papaya üç kurşun sıktığı için ebediyen mahpus, Abdi İpekçi’yi katlettiği için ebediyen hürdür gerçekte.
Her savaş sonrasında, görkemli cenaze törenleriyle toprağa verilenlerin üzerine beton lahitlerin inşa edilmesinin sebebi nedir sizce? Aman kalkamasın gömüldüğü yerden, aman göremesin sağ kalanların serencamını? Görmesin ve ‘Biz neden öldük?’ diye hesap da sormasın diye mi?
Biliyor musun Andre, sık sık gülen insanlar, kalplerinde en çok acı olanlardır. Bir saniye sustuktan sonra küçük Rusyalı gözkapaklarını kapayarak karşılık verdi: ‘Bu sözün doğru değil! Çünkü öyle olsaydı bütün Rusya gülmekten kırılırdı.’
Reklam
Ali Kırca
Ve ben bugün, annemin ve ülkemin acılarına ihanet edecek kadar umutsuz olamazdım.
Nazım Hikmet
Ün ikindiye döner Gölgeler dökülür duvarlarına. Sen yattığın yerde, kulaklarında sesler, 'Ben nerdeyim?' dersin, 'buradaysa da kendin.' Derken efendim başlar tutuşmaya demirli pencerenin camı yani dışarda akşam olur, bulutsuz bir bahar akşamı. Ve içerde baharın en kötü saati budur asıl. Velhasıl Pul pul ışıltılı derisi, ateşten gözleriyle Bilhassa fasl-ı baharda ram eder kendine içerdeki adamı hürriyet denen ifrit Bu bittecrübe sabit karıcığım, bittecrübe sabit.
Jean-Paul Sartre
Ünlü Fransız düşünür Jean Paul Sartre anlatıyor: “Fidel bazen bir çocuk gibi oynayan, çocuklarla tartışan, bazen bir köylü kadına laf yetiştirmeye çalışan birisi. Bazen iyi bir eğitici, bazen nazik bir diplomat, bazen bir şekerkamışı çiftliğinde elinde ‘machete’ ile kamış keserken bir köylüyle tartışan kaba bir köylü ve en önemlisi ‘Benden halkım Ay’ı istese veririm,’ diyen bir devrimci.”
Sezen Aksu
Bekleye bekleye geçiyor günler, Gün sağır dilsiz sustu bülbüller. Kemiğim etim kapı önlerinde, Can kayıp can kayıp Allahım bu nasıl dünya, Bu nasıl ayıp...
Reklam
Nazım Hikmet
...yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı en fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı
Çünkü biz gözümüzden yaş gelene dek güleriz. İçimiz ağlarken de hayata asılmanın baltasını bileriz.
Sayfa 102Kitabı okudu
12 Martın en sıcak günlerinde Davutpaşa Kışlası… Koğuşlardan birinde her gün hararetli bir koşuşturma yaşanıyor. Davutpaşa’da görevli subaylar ve assubaylar ellerinde kitaplarla koğuşa giriyorlar. Balıkçı kazağıyla bir masanın başında oturan iri kıyım adama yaklaşıp ellerindeki kitabı uzatıyorlar. Kendilerinin, annelerinin, eşlerinin, kardeşlerinin isimlerini verip imza istiyorlar. Yazar imzalıyor. Kitapları çoğu zaman evlerinden getiriyorlar, kimi zaman da yazarın eşinden rica ediyorlar, ziyaret günlerinde o temin ediyor. Ama, hazıra dağ mı dayanır? Kitaplar tükeniyor. Ama istekler tükenmiyor. Neden sonra birinin aklına geliyor. Tutuklu olanlar yalnızca yazarlar değil ki!.. Aynı kışlanın mahzenlerinde, yazarlarla birlikte kitaplar da derdest edilmiş, yatıyor. ‘Toplatılmış kitaplar’ yazarı tarafından imzalanıp özgürlüklerine kavuşuyorlar. Bu olay belki de yalnızca Türkiye’ye ilişkin bir paradoks, hatta tuhaf bir durumdur. Ama aynı zamanda, Türkiye’ye ilişkin bir umuttur da… 12 Mart’ın en sıcak günlerinde, kışlada kitabını imzalayan irikıyım adam Yaşar Kemal, imzalatanlar da onu orada tutmakla görevli subaylardır.
Sayfa 116Kitabı okudu
168 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ali Kırca'nın akşam üzeri yazılarından oluşan kitabı çok keyif alarak okudum. Türkiye'nin yakın siyasi tarihi ve o yıllarda gündemde ki ülke sorunlarından tutun da magazin ve futbola dair konuları ile belli bir yaş üstüne hatırlatma, diğer gruba da ülke tarihi hakkında genel kültür edinmede yardımcı olacağını düşündüğüm bir kitap. Kitapta en çok beğendim bölüm saatin durduğu an oldu.
Hazan Mevsiminde Aşk
Hazan Mevsiminde AşkAli Kırca · Can Yayınları · 200069 okunma
" Sık sık gülen insanlar,kalplerinde en çok acı olanlardır."
176 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.