Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hazreti İbrahim (Aleyhisselâm) ve Nemrud

Abdurrahman Şeref Laç

Hazreti İbrahim (Aleyhisselâm) ve Nemrud Sözleri ve Alıntıları

Hazreti İbrahim (Aleyhisselâm) ve Nemrud sözleri ve alıntılarını, Hazreti İbrahim (Aleyhisselâm) ve Nemrud kitap alıntılarını, Hazreti İbrahim (Aleyhisselâm) ve Nemrud en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Deli Ha?. Demek, Allah'a îman eden deli? Peki akıllı kim? Siz!... Öyle mi? Zavallılar... İnsana tapan, Allah'ı inkâr eden, Allah'ın dinini yıkan koca kâfire tapan siz?
Putun başını akan suya sokup, -İç, diyor, içsene! Putperestlerden biri dayanamıyor: - Alay mı ediyorsun, diyor. O su içebilir mi? Hazret-i İbrahim tebessüm ediyor: - İçemiyeceğini biliyorsunuz da niçin buna tapıyorsunuz? Böyle âciz ilâh olur mu? diyor. Cevap yok. Nasıl olur? Ne cevap verebilir. Ama küfrün inadı; kör inattır. Görür de; gördüğünü bilmez. Duyar da; duyduğunu anlamaz.
Reklam
Zavallı kâfirler, bahtsız Allah'sızlar. Size doğru yolu gösteren insanın ikazına, tahammül edemiyorsunuz. Size acımak lâzım ama, acınacak haliniz de kalmadı, çok şımardınız.
dost ile dost arasına girmeyin.
Hazret-i İbrahim ilâhi aşkın en büyük zevki içindedir. Bu sırada göklerdeki bütün melekler Cenab-ı Hakka ağlayarak, yalvarıyorlar: - Yâ Rab, kulun ve Peygamberin Hazret-i İbrahim'e seni zikrettiği ve Allah birdir dediği için, kâfirler zulmediyorlar. Sana yalvarırız: Onu kurtar. Bize ruhsat ver; Onu, senin emrinle, kurtaralım. Cenab-ı Haktan meleklere nidâ geliyor. - O, sizin yardımınıza iltifat etmiyor. İsterseniz, içinizde üç melek, şu anda gitsin ona sorsun. Üç melek semâdan yere inmiş; Hazret-i İbrahim'e manivelâ yolunda yetismislerdir. Birinci Melek: - Yâ İbrahim, diyor. Rüzgâr benim emrimdedir. Sen iste, Cenabı Hakkın izniyle estireyim ateşi dağıtıp söndüreyim. İkinci Melek: - Yâ İbrahim, diyor. Sular benim emrimdedir. Sen iste, Allah'ın izniyle, bu ateşi şu anda, su ile boğayım. Üçüncü Melek: - Yâ İbrahim, diyor. Yer benim emrimdedir. İşte, Allah'ın izniyle, şu anda bu ateşi yere geçireyim. Toprağa yutturayım. Hazret-i İbrahim, tebessüm ederek Meleklere cevap veriyor: - Dost ile dost arasına girmeyin. Rabbim hakkımda ne murâd eyledi ise o olur. Eğer Halâs ederse lütfundandır; şükrederim. Eğer Nemrûd'un ateşi ile yakarsa, benim hizmetimdeki kusurumdandır, sabrederim.
Sayfa 43 - Fazilet NeşriyatKitabı okudu
Bütün uğraşmaları, didinmeleri, çırpınmaları kendi aleyhlerine olur. Çünkü Allah(c.c), mutlaka Allah diyenlerle beraberdir.
Reklam
Nemrûd ateşin içerisinde yandığını zannettiği İbrahim'in halini görür
Büyük bir ateşin ortasındaki gülistân. Nûrdan bir ırmak. Bir cennet sediri. Sedirin üzerinde, Allah'ın Halili ve Resulü Hazret-i İbrahim. Sedirin etrafında, pervane gibi dönen bir melek. Ve lâtif bir bülbül sesi... Sonra: Bahar... Bahar... Bahar...
Sayfa 57 - Fazilet NeşriyatKitabı okudu
Bülbül
Eğer siz; seher vakti, Bülbül ile beraber uyanmış da secdeye iseniz, onun sizi zikir geçmeğe çalıştığını duyarsınız. Yok, eğer o sizden saha evvel uyanmış, pencerenizin önündeki güle konmuş ötüyor da; siz onu nağmeleri ile uyandı iseniz, biliniz ki o, sizin kalbinizde gaflet külünü eşelemekte, oraya kendisinin küçücük kalbindeki büyük aşk ateşinden bir kıvılcım sıçratarak, ruhunu tutuşturmak istemektedir. Ve öter. . Öter.. Öter. .
Sayfa 49 - Fazilet NeşriyatKitabı okudu
Lâ İlâhe İllallâh, İbrahim Halîlullah!
- Yâ İbrahim! Neden ateş seni yakmadı? - Kalbinde Allah aşkı olanı bu ateş yakmaz. - Ben senin yanına gelebilir miyim? - Kalbine sor. Allah aşkından bir kıvılcım varsa? Kız var diyecek ama yanındaki en büyük Allah'sız babası Nemrûd'tan korkuyor. Bir anlık bir tereddüt... Sağındaki ve solundaki iki Allah'sıza birer saniyelik bir bakış ve sonra cevap: - Var! Arkasından koca Allah'sız Nemrûd'un feryadı sert bir: - Ha?! Kız, Nemrûd'un ağzını eli ile kapıyor. Allah'ın hikmeti. Nemrûd'un ağzı sanki kilitlenmiştir. Konuşamıyor, itiraz edemiyor, mâni olamıyor, susuyor, kızcağız devam ediyor: - Yanına geleyim mi Yâ İbrahim? - Lâ İlâhe İllallâh, İbrahim Halîlullah, de ve gel. .... Kulenin tepesindeki iki Allah'sız, Nemrûd ile veziri Haran, buna da akıl erdiremiyorlar. Birbirlerinin yüzüne hayretle bakıyorlar. İki dakika sonra, Îmanlı kız, Hz. İbrahim'in yanına varmıştır. Allah Resulüne: -Ben sana inandım, Yâ İbrahim, diyor. Sen Allah'ın Peygamberisin.
Sayfa 59 - Fazilet NeşriyatKitabı okudu
Ateşe tahammül eden insanoğlu, kadının cefasına tahammül edemiyor. Hem de peygamber. Buyurun, hilkatteki esrarın bir düğümü daha.
Sayfa 151
Reklam
İmansızların hali böyledir, putlarının foyası çıktı mı, artık onu değil, kendilerini düşünürler, büsbütün perişan olmaktan korkarlar.
yakmaz
Kâfirler perişandır... Sıkıntılarından kahroluyorlar. - Nasıl olur, ateş yakmaz, diyorlar, nasıl olur? Yakmaz, yakmaz... Allah isteyince yakmaz... - Nasıl olur, ateşin içine düşer de ölmez? diyorlar. Ölmez, ölmez. Allah korursa ölmez...
Sayfa 65 - Fazilet NeşriyatKitabı okudu
çünkü kalp; mânâ sultanın tahtıdır
Gözün, kulağın ve dimağın nûr ile cilalanabilmesi için, evvelâ kalbin, Allah'ın nurile nurlanması şarttır. Çünkü mânâ sultanının tahtıdır. Evvelâ bu taht nûrlu olmalıdır ki, imân oraya yaslansın. Ondan sonradır ki, göz; kulak ve dimağ insanca iş görürler.
Sayfa 16 - Fazilet NeşriyatKitabı okudu
başıboş
Zavallılar, Allah yolunda derde, meşşekate, mihnete katlanmağa; serserilik, diyorlar. Bilmiyorlar ki, serseri, başıboş, kalbi boş îman tahtası boş olana denir.
Sayfa 118 - Fazilet NeşriyatKitabı okudu
167 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.