En Eski Heimei-Maru kitaplarını, en eski Heimei-Maru sözleri ve alıntılarını, en eski Heimei-Maru yazarlarını, en eski Heimei-Maru yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanoğlu, nasıl bir yaratılışa sahipse, hayata bakışı diğer türlerden çok farklıydı. Doğaya uyum sağlamak yerine, doğanın kendisine uymasını isteyen, yerinde duramayan, açgözlü, acımasız ve hırslı bir yapıya sahipti.
Dünyanın her köşesinde halk, aynı duygu ve düşünceleri yaşardı. Onlar için önemli olan rahat ve huzur içinde yaşamaktı. Karnı doysun, kendini güvende hissetsin, gelecek kaygısı taşımasın yeterdi.
Yoksa dünya siyasetinde, coğrafyasında ne olmuş ne bitmiş, ne önemi vardı ki... Üstelik çoğunda, dünya üzerinde ne millet ne de inanç özgürlüğü kurmak gibi bir ideal de yoktu.
Aslında din, millet, vatan gibi kavramları körükleyenler yine devletlere yöneticilik yapan üst kesimdekilerdi. Ama halkın zaafları belliydi. Din, millet, vatan dendiği zaman akan sular dururdu. Sanki tüm bu kavramların doğal koruyucusu onlardı. Bu yüzden manevi duygularının istismarıyla canlarını hiçe sayıp hiç bilmedikleri coğrafyalarda, hiç bilmedikleri insanlarla karşı karşıya gelip ölümüne mücadeleyi bir vazife görebiliyorlarlardı.