Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Heimei-Maru

Zeki Marakoğlu

En Eski Heimei-Maru Gönderileri

En Eski Heimei-Maru kitaplarını, en eski Heimei-Maru sözleri ve alıntılarını, en eski Heimei-Maru yazarlarını, en eski Heimei-Maru yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu gidiş, bir umuda yolculuk muydu; yoksa tüm umutların lokomotifin bacasından çıkan dumana karışıp yok olduğu meçhul bir seferin adı mıydı?
Sayfa 7 - vaveyla yayıneviKitabı okudu
ve giderek bencilleşen
İnsanoğlu, nasıl bir yaratılışa sahipse, hayata bakışı diğer türlerden çok farklıydı. Doğaya uyum sağlamak yerine, doğanın kendisine uymasını isteyen, yerinde duramayan, açgözlü, acımasız ve hırslı bir yapıya sahipti.
Sayfa 8 - vaveyla yayıneviKitabı okudu
Reklam
İnsanoğlu, o kadar büyüktü ki bir türlü bu dünyaya sığamıyordu.
Sayfa 8 - vaveyla yayıneviKitabı okudu
Çanakkale bir savaş değil, bir insanlık ve onur mücadelesinin adıydı.
Sayfa 9 - vaveyla yayıneviKitabı okudu
Hasretlik, bir sis bulutu gibi siperlere yayılmıştı.
Sayfa 28 - vaveyla yayıneviKitabı okudu
yaşam boyu
Hayat ile ölüm arasındaki ince köprüde ayakta durmaya çalışıyorlardı.
Sayfa 35 - vaveyla yayıneviKitabı okudu
Reklam
Düşmana arkasını dönmek kadar tehlikeli birşey yoktu.
Sayfa 38 - vaveyla yayıneviKitabı okudu
Savaş, milletlerin işledikleri toplu cinayetlerin resmi adıydı.
Sayfa 46 - vaveyla yayıneviKitabı okudu
Bir savaşın kazananı, hiçbir zaman bir piyon olamazdı.
Sayfa 47 - vaveyla yayıneviKitabı okudu
Dünyanın her köşesinde halk, aynı duygu ve düşünceleri yaşardı. Onlar için önemli olan rahat ve huzur içinde yaşamaktı. Karnı doysun, kendini güvende hissetsin, gelecek kaygısı taşımasın yeterdi. Yoksa dünya siyasetinde, coğrafyasında ne olmuş ne bitmiş, ne önemi vardı ki... Üstelik çoğunda, dünya üzerinde ne millet ne de inanç özgürlüğü kurmak gibi bir ideal de yoktu. Aslında din, millet, vatan gibi kavramları körükleyenler yine devletlere yöneticilik yapan üst kesimdekilerdi. Ama halkın zaafları belliydi. Din, millet, vatan dendiği zaman akan sular dururdu. Sanki tüm bu kavramların doğal koruyucusu onlardı. Bu yüzden manevi duygularının istismarıyla canlarını hiçe sayıp hiç bilmedikleri coğrafyalarda, hiç bilmedikleri insanlarla karşı karşıya gelip ölümüne mücadeleyi bir vazife görebiliyorlarlardı.
Sayfa 47 - vaveyla yayıneviKitabı okudu
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.