Helios Felaketi Hakkında

Helios Felaketi konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
8/10
28 Kişi
78
Okunma
22
Beğeni
1.445
Görüntülenme

Hakkında

Sonra çığlık atıyor, babam. Her şeyi parçalıyor çığlığı. Ona bir daha hiç yakın olamayacağım. Bir daha başımı göğsüne yaslayamayacağım. Tanıştık ve hemen ayrılmalıyız. Bana hayat vermekten başka bir şey yapamazdı. Çığlık dudaklarımı kilitliyor; sus diye bağırmak isteyen dudaklarımı. Beni korkutuyorsun, büyüyor ağzımda. Şakaklarım zonkluyor. Göğsümdeki sevgi öfkeye dönüşüyor. Ne çok çığlık atıyor, diye düşünüyorum, hemen kalbine mızrak saplayıp buna bir son vermek istiyorum. Korkuyorum. Ben daha çocuğum. Tanrılar ve insanlar, akıllılık ve delilik, yeryüzü ve ahiret, babalar ve kızları üzerine çağdaş bir mitos. On iki yaşındaki Anna Bergström, tanrıça Athena gibi babasının kafasından doğuyor. Önce bir koruyucu ailenin yanına, sonra bir akıl hastanesine koyuyorlar onu. Dilini de, duygularını da anlamıyorlar. Babasına kavuşmanın hayaliyle yaşıyor. Direniyor. Anna kim, babası kim, kavuşmalarını istiyor muyuz gerçekten? Linda Boström Knausgård’ın şiirsel dili sayesinde, içerdiği şiddeti okura büsbütün hissettiren bir metin bu. Anna’nın esrarı sürükleyecek sizi ve muhtemelen bir oturuşta bitireceksiniz kitabı. Etkisinden kurtulmanız kolay olmayacak.
Çevirmen:
Ali Arda
Ali Arda
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 37 dk.Sayfa Sayısı: 163Basım Tarihi: Mart 2020Yayınevi: Kıraathane YayıneviOrijinal Adı: Helioskatastrofen
ISBN: 9786058108646Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 87.3
Erkek% 12.7
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Linda Boström Knausgaard
Linda Boström KnausgaardYazar · 2 kitap
Annesi bir tiyatro oyuncusu olduğu için çocukluğu onun provalarını ve oyunlarını defalarca izleyerek, oyunların anlattıklarından, özellikle de mitolojiden beslenerek, replikleri ezberleyerek, kelimelerle haşır neşir olarak geçmiş. Gençliğinde o da bir dönem tiyatro yapmış ama sonra kapanıp yazmanın, önce şiirin, sonra da romanın dünyasının kendisine daha çok uyduğunu keşfetmiş. Bu keşifte Malmö’de başvurduğu tiyatro okulunda, kendisini izleyen bir hocanın söylediklerinin de payı var: “Sen ekip çalışmasına uygun biri değilsin, sen başka türlü bir sanatçısın.” Bu sözlerle üniversitede edebiyat okumaya, okurken şiir yazmaya başlamış ve ilk şiir kitabı 1998’de yayımlanmış. Sonra 13 yıllık bir ara... Bu arada radyo belgeselleri yapmış. Yazma isteği dayanılmaz bir hâl alınca da çocuğunu kreşe gönderip, kendisine bir ofiste bir masa kiralayıp kafasındaki hikâyeleri yazıya dökmeye başlamış.