Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Onda çocuk sevgisi çepişin oğlağa duyduğu sevgi kadardı. Ölümlerle yıkılmamak için fazla bağlanmamak gerektiğini kabullenmişti.
Gerçek Helme’yi elde ettiğinde tüm dünyası yıkılacaktı belki de… Ama o oradaki Helme’yi değil de yüreğindeki Helme’yi seviyordu. Bunları hiç düşünmüyor, aklına bile getirmiyordu. Acı duyuyordu, sadece sol göğsünün altındaki cevahiri dinliyordu. Aklını devre dışı bıraktığı için de acısı geçmiyordu. Belki de sevda buydu. Ruhunu gündelik işlerden ve dünyevi şeylerden koparmak için kanat ak gerekiyordu. İnsan ruhunu hissetmek için anız saplarının çıplak bacaklarında bıraktığı sızılar gibi acıyla mı dağlanmalıydı? Mutluluktan hissedemez miydi kalbinin atışlarını? Oysa sarılıp yatınca sevda da özlem de bitecek, ruh, bedenin hapishanesine geri dönecekti. Henüz bunu bilmiyordu.
Reklam
“Bu topraklarda insanlar erken büyüyor” diye iç geçirdi.
Anlatılan sevdaları aşağıladı, kendi sevdasını kutsadı. “O ne öyle. Anaları keçi çiti gibi, oğlanlardan kızlarını uzak tutmak için daire oluşturacak, ortada kızlar oynarken, gerdan kırarken oğlanlarla bakışarak cilveleşecek, bunun adı da sevda olacak. Hadi len” diyordu. Anlatılan masallardaki kavuşulmayan sevdalara özeniyordu. Ama kavuşamadıkça da günden güne eriyordu.
Yoksa sevdaya düşmek böyle bir şey miydi? Göz görmez, kulak duymaz mı olurdu? Gönül yare körü körüne bağlanır, hiçbir kötülüğün ondan geleceğine aklı kesmez miydi? Yoksa sevda aklı devre dışı bırakır, yürek tüm bedeni esareti altına mı alırdı?
“Hayat işte ne olursa bir anda olur, kötü de, iyi de bir anda” diyerek içini çekti.
Reklam
Hayat böyle bir şeydi, yaşadıklarımız geleceği düşünürken başımıza gelenlerdi.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.