Bir roman kahramanı "Dünya geniştir, fakat insanlar birbirlerinin ayaklarına basarak yürümekten hoşlanırlar." diyor. Zavallı çocuk, bu basit hakikati keşfettiği için çıldırıyor. Eğer farkında olmasaydı, o da herkes gibi yaşar, ölüm ağacının dalında çürürdü.
"Ben, benden evvel, daha evvel, evvelden evvel; benden sonra, daha sonra, daha sonradan sonra... Ya Rabbim ne kadar korkunç hesap...
Hep aynı boşluk… Aynı boşluğun ıstırapla, acıyla, beyhude ümitle dolması...
Takvimler zamanın hakiki çehresini verirler. Asıl orada ölümü tanırız.
Fakat daha korkuncu var. Ölüme rağmen, öleceklerini bile bile insanların birbirine düşman olması… Ve bunun bir zaruret gibi görünmesi…"
Tanpınar'ın Hasan Ali Yücel ve İsmet İnönü'ye olan sevgisini kavramakta zorlanıyorum desem, acaba ne dersiniz? Yücel'i bilmem ama İsmet İnönü'nün bu topraklara ne kattığını düşünüyor acaba Tanpınar? Yücel , tercümedir, eğitimdir - tartışılır elbette - bir şeyler yapmış diyebiliriz ama İsmet İnönü? Aklımda takılı kaldı.
Hep Aynı Boşluk
"Ben, benden evvel, daha evvel, evvelden evvel benden sonra, daha sonra, daha sonradan sonra... Ya Rabbim ne kadar korkunç hesap...
Hep aynı boşluk… Aynı boşluğun ıstırapla, acıyla, beyhude ümitle dolması...
Takvimler zamanın hakiki çehresini verirler. Asıl orada ölümü tanırız.
Fakat daha korkuncu var. Ölüme rağmen, öleceklerini bile bile insanların birbirine düşman olması… Ve bunun bir zaruret gibi görünmesi…"