Taşranın içli, yanık, buruk seslerinden bir ses "Her Şey Mümkün". İçinde 13 tane hikâye var. Hepsi okunası, hislenilesi, üstüne düşünülesi; kâh gülünüp çokça efkârlanıp ağlanası. Hele bir "Kör Sedefkâr" var ki insanın ciğerini söküp eline veresi. "Her Şey Mümkün"le de sanki teselli edesi.
Tuncay Günaydın ile tanışma kitabım. Zaten kendisinin de ilk eseriymiş. Günaydın; taşradan, güney illerinden -kendisi aslen Aydınlıymış- ses veriyor bize. Anadolunun sesleri, sevinçleri, kederleri, acı tatlı türlü türlü halleri ve renkleri kitap boyunca resmigeçit yapıyor âdeta. Aralarda kısa kısa ama öyle vurucu cümleler var ki insanı derin derin düşüncelere, elemlere salıyor. Essahlık/sahicilik ise tüm hikâyelerde kendini hissettiriyor. Şimdi sıra hiç soğutmadan ikinci kitapta: "Perdesi Yırtık Dünya".