Her Yönüyle İzdivaç ve Mahremiyetleri
Ali ErenHer Yönüyle İzdivaç ve Mahremiyetleri Sözleri ve Alıntıları
Her Yönüyle İzdivaç ve Mahremiyetleri sözleri ve alıntılarını, Her Yönüyle İzdivaç ve Mahremiyetleri kitap alıntılarını, Her Yönüyle İzdivaç ve Mahremiyetleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Herşeyden evvel, flörtün dinimizde yeri yoktur. Bu frenk âdeti, müslüman cemiyete zarar vermek için teşvik gören bir yasaktır. İslâmiyette câiz olmayan, bu çirkin âdeti bir müslümanın hoş görmesi, hele hele tatbik etmesi düşünülemez. Namus ve iffet deneme tahtası değildir ki."
Süslenerek sokağa çıkan kadın, kimin için süslenmektedir? Kendisi için süslendiğini iddia etse bile, bir kısım erkeklerin kendisi hakkında kötü düşünmelerine, onların nefsânî hislerinin tahrik edilmesine sebebiyet vermesine mani olabilecek midir? Cevap elbette "hayır" olacaktır. Örtünmek, sahibini bu kötülüklerden koruyacağı gibi Allah'ın (cc) emrine uymaktan dolayı sevaba sebep olacaktır.
Peygamber aleyhisselâmın ve onun ailesinin hareketlerini iyi öğrenip benimseyen kadın, kocasına karşı iyi ve olgun davranacağı gibi, böyle olan erkek de karısına karşı anlayışlı olur. Çünkü her ikisi de Islami olan davranışlarından sevap alacaklarını, bunun kendileri için kıyamet günü bir kurtuluş vesile olacağını idrak halindedirler.
Ev hanımı, ayağının altında cennet bulunan "Anne" dir.
Hareketlerimizde âdetlere değil, âyetlere bakmak zorundayız.
Ey Müslüman hanım! Eğer dünya ve ahiret hayatında bahtiyarlık, yuvanda huzur ve saadet istiyorsan İslâm'a sımsıkı sarıl. İyi bil ki, sen yeryüzünün en kıymetli varlığısın.
Bilhassa kadınların, örtünüp belli nizam içinde yaşamalarının esaret, açılıp saçılmalarının ise hürriyet olduğu zannedilmektedir. Halbuki tesettür, izzet ve şeref, aksi ise hakaret ve zillettir.
İslâm âleminde, bilhassa memleketimizde, Islâm dışı yaşayan aileler şöyle dursun, İslâmiyeti yaşadığını söyleyen, beş vakit namazını kılan aileler, evliliğin şartı olarak kabul edilen düğünün İslâmi şeklini unutmuşlardır. Bugün Batının bize karışan zehirlerinden bir zehir olan Avrupai düğün şekillerini müslümanlar maalesef benimsemişlerdir...
Çünkü lüks otellerde, düğün salonlarında orkestranın ritmine kendini kaptırmış, şahsiyetini yitirmiş müslümanların düğünlerini görünce Peygamber aleyhisselâmin tavsiye buyurduğu düğünleri gözönüne getiriyor ve bu hareketlerin Peygamber aleyhisselâmın yolundan ne kadar uzak olduklarını görüyoruz.
Ey müslüman kızı! Sen, müslüman kadına yakışır İslâmi bir terbiye ve ahlâk üzere bulunmalısın.
Bizler bugün Müslümanlar olarak evlilik öncesi hayatımızda İslami esaslara ne kadar sadık kalıyoruz acaba? Hangi sebepten acaba evlilik sonrası hayatımız perişan halde? Beraberlikler neden devamlı sarsıntı ve çalkantılarla güçsüz duruma düşüyor? Belki de buna sebep, evlilik öncesi ve evlilik sırası beşeri davranışlarımız; Müslümanım deyip, Müslüman gibi evlenmeyişimizdir, ne dersiniz?
Esas olarak dindarlık aranmalıdır. Mal ve zenginlik saadet sebebi olsaydı, birbirleriyle evlenen zengin çocukları soluğu kısa zamanda boşanma davaları açmakta almazlardı. Cebi dolu, kalbi boş insanlar, daima boşluktadırlar.
Yarın Kıyamet gününde, Allah'ın huzurunda sen de hesaba çekileceksin. O gününü düşün; o gündeki felâketten kurtulman için bugünden tedbirini al.
Bu kısa dünya hayatında fâniyi, bâki olan bir hayata tebdil etmeye bak.
Bir insan ne kadar dinine bağlı olursa, ahlâkı ve huyu o derece güzel olur. Çünkü dinine bağlılığı nisbetinde insanın Peygamberimize uyması fazlalaşır. Peygamberimiz de: Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim, buyurmaktadır. Dolayısıyla kişi Resûlüllah (s.a.v.) efendimizin sünnetine ne kadar yapışırsa, o nisbette ahlâkı güzel olur. Ahlâkı güzel insandan da ailesine ancak iyilik gelir.
Oğlunuza alacak olduğunuz kızın ve kızınızı verecek olduğunuz erkeğin, evvelâ imanlı ve ahlâklı olmalarına bakın. Allah korkusu ile dolu bulunmalarına dikkat edin. Çünkü oğlunuzun ve kızınızın mes'ud olabilmeleri için, bunlardan başka hiçbir şey yoktur. Ne damadınızın diploması, ne de gelininizin zenginliğinin, iman, ahlâk ve din duygusu olmadıkça hiçbir faydası olmaz. Haramı bilip kaçınan, helâli bilip sımsıkı sarılan ve Allâhü Teâlâ'nın emirlerini yerine getiren gelinler ve damatlardır ki, evlere huzur, saadet, sevinç ve neşe getirirler.