Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam ve Amerika İçin Muhalefet Neden Hayati?

Heretikliğe Çağrı

Anouar Majid

Heretikliğe Çağrı Gönderileri

Heretikliğe Çağrı kitaplarını, Heretikliğe Çağrı sözleri ve alıntılarını, Heretikliğe Çağrı yazarlarını, Heretikliğe Çağrı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Tarihsel olarak kurtarıcı ve korkutucu güçleriyle beraber tek tanrıcılığın tekil dünya görüşünün dini pratiklerinden salınan duyguları yeniden üretebilecek yeni yollar bulamaması belki de yirminci asrın insanları olarak bizim başarısızlığımızdır. İnsanın kendine yönelik şiddeti şüphe ve karışıklığı ortadan kaldırır, duyguları güçlendirir ve dışarıya doğru yansıtılarak bizim mükemmellik standartlarımızı tutturmayanları hedef alır."
Sayfa 175 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
"(...)modern eğitim ve uzak geçmişte oluşturulmuş birtakım inançlara bağlılık insanı az çok şizofrenik bir duruma sürüklüyor ki bu durum ancak insanın iki melekesini -inanç ve akıl- çok dikkatli bir biçimde ayrı tutmasıyla aşılabilir."
Sayfa 175 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
Reklam
"Kuran kesinlikle açık bir metin olmaktan uzaktır. Gerd Rüdiger Puin adlı Alman bilgini 1972 yılında Yemen'in başkenti San'a'daki Büyük Cami kazılarında bulunmuş Kuran parşömenlerini incelediğinde, Kuran, muhtemelen bazıları Kuran'dan bir asır daha eski, palimpsest, yani bir çeşit 'metinler kokteyli' olarak görünmüştür."
Sayfa 174 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
"Premare'ın analizine göre, Kuran hem kendi tarihi konusunda çok şey ifşa etmiyor (mesela, sahabelerin adları çoğunlukla verilmiyor) hem de geleneksel tefsirin büyük bölümü, vahyin ortaya çıkış koşulları Kuran'a aktarılırken şüpheli hadis kaynaklarının kullanımı givi güvenilmez yöntemlerle elde edilmiş. Premare Kuran'daki vahiyin ilahi bir karakteri var mı, yok mu sorusuyla -Kuran Allah'ın kitabı mı değil mi ya da bütün kutsal kitapların anası mı, değil mi- ilgilenmiyor, o sadece metnin metin olarak tarihi ile ilgileniyor. Kuran'ın nihai sürümü 936 yılında derlendi ve böylece birbirine rakip muhtelif başka sürümleri yasaklanmış oldu. Bu, derinden bölünmüş siyasi bir toplumun fena halde ihtiyaç duyduğu ortak bir ideoloji ve mitoloji için hayati öneme sahip bir metinsel konsensüstü."
Sayfa 171 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
"Çünkü Müslüman toplumlarda inanç konularındaki nihai hakem ulemadır ve en azından dini konularda özgür düşünceyi neredeyse imkânsız hale getiren baskıcı totolojileri ve çoğunluğa boyun eğmeyi savunan da onlardır."
Sayfa 170 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
"Peçe modern zamanların bir sorunudur da. Yirminci yüzyıldan önce hiçbir düşünür örtünmenin imanın şartı olduğunda ısrarcı değildi, çünkü eğer örtünme iman için gerekli bir şart olsaydı öbür şartlar gibi Kuran'da açıkça belirtilirdi. İbn Battuta, seyahatlerinde Maldivler'de örtüsüz, hatta kısmen çıplak ama dindar kadınlarla karşılaştığını yazar. 11. yüzyılda Müslüman İspanya Halifesinin kızı Wallada, şair İbn Zaydun'la açık bir ilişkisi olan, okuma salonu işleten bir şairdi ve örtünmezdi. Hatta bilindiği biçimiyle çarşaf İslam tarafından iptal edilmesi gereken, İslam öncesi arkaik bir gelenektir, çünkü cahiliye (İslam öncesi dönem, Kutub'un yüklediği anlam değil) dönemine ait bir pratiktir, baskıcı Müslüman erkekleri tarafından hemen benimsenen burjuva züppeliğin bir sembolüdür."
Sayfa 169 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
Reklam
"(...)toplumsal alışkanlıklarda köklü değişiklikler yapılmadan siyasal sistem sekülerleştirilirse sekülerizm muhtemelen dini tecrübeyi koruyup kuvvetlendirecektir. Karl Marx'ın Yahudi Sorunu Üzerine adlı kitabında belirttiği gibi."
Sayfa 166 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
"Lewis'e göre Müslümanlar kendi durumlarını değiştirmeden 'başkalarını suçlama oyunu' oynuyorlar; yer ve zaman bağlı olarak Moğolları, Hıristiyanları, emperyalistleri, Yahudileri, Amerikalıları, kötü Müslümanların başkalarında suçladıkları şeyler gerçekte birer sebep değil sadece kendi hatalarının bir dökümü. Lewis'in fikrince, yakın gelecekte İslamın ölümcül çıkmazını aşabilmesi sekülerizmi benimseyip kadınları tamamen özgürleştirmesine bağlı. Bunu gerçekleştirmek kolay olmayabilir. Çünkü Muhammed aynı zamanda bir peygamber ve devlet adamıydı, İslamda hiçbir zaman devlet ile kilise birbirinden ayrılmadı. Aynı zamanda, belli bir ortodoksi dayatan bir kilise de olmadı hiçbir zaman. İtibar gören tek şey, 'vahiyle gelmiş Tanrı'nın İlahi Kanununu gelenek ve akıl yürütmeyle ayrıntılandırmak ve yorumlamak."
Sayfa 163 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
"Meddeb hafızası iyi olmayanlar için şunu hatırlatır: 'Taliban, Vehhabilikten onaylı, (propaganda giderlerini resmi olarak Suudi devleti finanse eder, propaganda aygıtı ise ulaşabildikleri her yere kurdukları dini okul ağıdır) tamamen yerel İslamcı geleneklerin bir ürünüdür. 9 Mart 2001'de tüm dünya korku içinde seyrederken, Budizmle ilgili ciddi bir ortaçağ literatürün inkar ederek Birleşmiş Milletler korumasındaki Bamyan Buddha heykellerini havaya uçuranlar da aynı yarı eğitimli Taliban militanlarıdır."
Sayfa 159 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
"Dahası, İslamın 1500'lerde girdiği durgunlukla Batının bir alakası yoktu. Djait Müslümanlar için değişimin ne kadar zor olduğunun farkındadır: 'Değişim zaman, gayret ve yeni değerler ister.' Burada öznelliklerden, insanın kendi üzerinde çalışması ihtiyacından konuşuyoruz. Japonlar ve Çinlilerin tersine, Müslümanların değişimi zorlayacak merkezi bir devlet yapıları olmadığını görmemiz gerek; 'manevi bir topluluk olan ümmet kendi içinde büyük ama aynı zamanda çok küçük bir şey', çünkü devletleri yok ve bu dünyada insan mutlu olmak istiyorsa dünyanın maddi sistemleri içinde (yani devletle) iş görmelidir."
Sayfa 155 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
Reklam
"Müslümanlar, çoğu Ehl-i Kitap mensupları (çoğunlukla İbrani gelenekten gelen dinler) gibi, dilbilim, tarih, antropoloji, hermenötik, psikoloji ve öbür başka akademik alanların gözlükleriyle din ve Kuran ile olan ilişkilerini yeniden kurmalıdırlar. Böyle bir yaklaşım Müslümanlara Kuran'ın 'anlamsal temelini' (couche semantique) daha iyi inceleme fırsatı verebilecek ve böylece 'fosilleşmiş' geleneğin kilitlerini açabileceklerdir."
Sayfa 146 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
"14 Mayıs 2005 tarihli nüshasında TelQuel yaklaşık MS 740'tan 1200'e kadar süren İslam'ın büyük liberal (ve sefahat) gelenekler dönemini okuyucuya sekizinci yüzyılın sonlarındaki Bağdat'ta şiirin ve şarabın su gibi aktığı, kadınlı erkekli kıraathanelerine dikkat çekerek anlatır. Derginin özel bölümünde şu yazar ve şairler öne çıkarılır: İranlı Arap, 'Bağdat Çapkını' ve 'mesut günahkar' (Abdelwahab Meddeb böyle söz edermiş ondan), çağdaşlarının Modernist Okul dedikleri okulun sözcüsü, Bağdat'ın eğlencisini Mekke'nin ciddiyetine tercih eden Ebu Nuvas (762-813); Sufi Hallac-ı Mansur (857-922); şüpheci Ebu-l Ala el-Maarri (973-1058); ünlü Aristotelesçi düşünür ve yorumcu, antik Yunan felsefecilerine bağlı kalarak kadın ile erkek arasındaki cinsiyet farklarını göz ardı etmeden erkek ve kadının eşitliğini savunan İbn Rüşd (Batıda Averoes diye bilinir). Dergideki isimler bunlarla sınırlı değildi: felsefecilerden El-Cahiz (ö.869) ve Farabi (ö.950), büyük felsefeci El-Kindi'nin öğrencisi teolog İbnü'r Ravendi; al-Sarakhsi (ö. 899 civarı); fizikçi ve düşünür Ebu Bekir Razi; şairlerden İbn-Hazm (993-1064) ve Ömer Hayyam (1038-1124). Dilin şiir ve söylemenin ustası olduklarından hanımları tarafından bazıları hoş görülse de bu isimlerin hepsi öyle ya da böyle zındıktılar."
Sayfa 141 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
"Müslüman Osmanlıların 1453'te İstanbul'u almaları ve 1683'te Viyana'ya uzanmaları, Müslümanların Avrupa sömürgeciliğine direnmek için savunmacı (ama aslında kafa karıştırıcı) milliyetçiliğe sığınmalarından önceki son yayılmacı hamleleri oluşturur. İster liberal, ister seküler ya da muhafazakâr ya da İslamcı olsun bütün Arap milliyetçilikleri nihayetinde Batı karşıtlığında birleşir. İlginçtir, Arap batı (gharb) kelimesinin kökeninde kendi kendini sürgün etmek ya da kendi kendine yabancı olmak (taghrib, ightirab) gibi anlamlar vardır. Bu, İslamcıların neden Batıyı başka kültürlerden daha çok hedef haline getirmiş olmalarını da az çok açıklayabilir. Müslümanın muhayyilesinde Batı hayatta kalabilmek için mücadele edilmesi gereken şeyden başka bir şey değildir."
Sayfa 119 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
"İslam ve Hıristiyanlığın cihat ya da karşı-cihat veya Haçlı ya da karşı-Haçlı Seferlerinde karşılaştıklarını düşününce, Kuran'ın Latinceye ilk kez İngiliz Kettonlu Robert ve Alman Karintiyalı Hermann önderliğinde bir grup tarafından 12. yüzyılın başlarında, Haçlı Seferleri sürerken çevrilmiş olması -zevk için değil de içindekileri çürütmek amacıyla okunması- şaşırtıcı değildir."
Sayfa 118 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
"Seküler hümanizm tanrının egemenliğine bir isyan olup dünyamızı ciddi biçimlerde tehdit ediyordu. Bu tür inançlara sahip Frank Schaeffer adında bir yazar A Time for Anger: The Myth of Neutrality [Öfke Zamanı: Tarafsızlık Miti] (1982) adlı bir kitap yayımladı. Kitabında Batıyı şöyle uyarıyordu: Teknolojinin bütün gücü emirlerinde, dünyanın en son uygarlık kalesini yok etmenin eşiğindeki yeni pagan şeflerini barındıran karanlık bir elektronik dönemdeyiz. Önümüzde bir karanlık uzanıyor. Hıristiyan Batılı adamların kıyılarını geride bırakırken, eğer mücadele etmezsek, önümüzde, ileriye doğru sadece karanlık ve azgın bir çaresizlik denizi sonsuzca uzanıyor."
Sayfa 111 - Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.Kitabı okudu
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.