Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bir Matthew Scudder Polisiyesi

Herkes Ölür

Lawrence Block

Herkes Ölür Sözleri ve Alıntıları

Herkes Ölür sözleri ve alıntılarını, Herkes Ölür kitap alıntılarını, Herkes Ölür en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eylül'dü, arada Ağustos ve Ekim gibi günler yaşadığımız geçici bir Eylül. Nereden geldiğini hatırlatan günler ve nereye gittiğini unutturmayan geceler.
Grogan'daki uzun gecelerimizden biri gibiydi sanki, kilitli kapının ardında başbaşaydık. Ölen insanlar vardı, çevremizde kıyamet kopuyordu ama bütün bunlara rağmen kolay bir geceydi, hatta hafif bile denebilir. Sohbet akıcıydı, arada kesildiğinde de uzun sessizlikler oluyordu.
Reklam
Yaptığım ve yapmamış olmayı dilediğim ya da yapmış olmayı istediğim ama asla yapamayacağım şeyler var. Ama değiştirmek mümkün olsaydı hiçbir şeyi değiştirmezdim. Bu da iyi bir şey çünkü zaten değiştiremezsin değil mi?
Birçok kere ne muazzam bir egon var ki demişti bana, bu kadar acımasız olabiliyorsun kendine. Neden bu kadar yüksek standartlar koyuyorsun? Sen kendini ne zannediyorsun? Dünyanın etrafında döndüğü bok mu? Yani değil miyim, dedim. Sen yalnızca bir insansın, dedi. Yalnızca bir alkolik. Bu kadar mı? Bu kadarı yeter dedi.
Yıllar önce Vince Mahaffey adında yaşlı bir polis, birisi para verdiğinde ne yapmam gerektiğini söylemişti bana. "Al" demişti, "teşekkür et ve cebine koy. Başında şapkan varsa hafifçe selam da verebilirsin."
Yeryüzündeki köktendincilerin ortak tek bir şeyleri varsa o da kendileri el atmadan Tanrı'nın bir şey halledemeyeceğine olan inançlarıdır. Tanrı'ları sonsuz güçlüdür ama nedense onların yardımı olmasa bir şey beceremeyecektir.
Reklam
Hayatımın hikâyesi, daima bir gün geç, bir papel eksik.
İçkiyi bırakıp AA toplantılarına gitmeye başladığımda bir sürü insandan içkiden uzak kalabilmenin çeşitli yollarını dinledim. Sonunda bunun belli bir kuralı olmadığını öğrendim, yani hayat gibi, önerilerin istediğiniz kadarını uygulayabilirsiniz.
Ölümün kokusu vardı elbette. Sıcak, kapalı bir mekânda kokuşmakta olan cansız etin kokusu. Onunla birlikte kan kokusu. Sık sık bakırsı tarif edilen ama bana daima ağızdaki demir tadını hatırlatan kan kokusu. Yanmış barut kokusu vardı, bir de başka bir yanık kokusu. Bir tahminde bulunacak olursak, kavrulmuş saç kokusu. Geri planda, bütün bu berbat karışıma hiç uymayan zengin, nostaljik bir viski bukesini derin derin içime çektim, Burbon gibi kokuyordu, iyi bir burbon hem de.
Olan olmamış hale getirilemez. Çimentoya dökülmüş, taşa yontulmuştur.