Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hicab Bilinci Gönderileri

Hicab Bilinci kitaplarını, Hicab Bilinci sözleri ve alıntılarını, Hicab Bilinci yazarlarını, Hicab Bilinci yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Haya
Bazı işlere başvurmak, insanın hayvanı̂ yaradılışının kuvvetli olmasına bağlıdır. Zina, hırsızlık, yalancılık ve yapılması yasaklanan öteki suçlar gibi... Bu fiillerin hepsi insan fıtratına aykırıdır. Kur’an-ı Kerim’de, bahis konusu işler için, terim olarak “Münker” (kötü işler) deyimi kullanılmıştır. Bu kelimenin lûgat karşılığı “bilinmeyen” (meçhul), yahut da “tanınmayan” (gayrimaruf) demektir. Sözü geçen fiillere “münker” denmesindeki amaç şudur: İnsanın yaradılışı, fıtrat va tabiatı, bu gibi işleri tanımaz ve bilmez. Ancak hayvanı̂ taraf kuvvetlenip zorlansa, insan, o zaman bunlara başvurur. Hatta istekle değil, hayvanı̂ tabiatın etkisiyle, yani mecburiyet altında... Esasen insanın yaradılışı, insanlık tabiatı, bütün “münker’lerden kaçınmak ister. Nitekim, şeriat ve hikmet sahibi Efendimiz (salât ve selâm ona olsun) de bu meseleye işaret etmişlerdir. Bu bakım-dan kötü işlerden kaçınmaya utanma duygusu” (ha-ya) denmiştir.
Zinanın suç olması
Bir cemiyette “nikâh” ile “sifah” (zina) aynı şekilde ve bir arada bulunamaz. Çünkü bu iki fiil, aynı zamanda, aynı yaşayış ve içtimaı̂ kuruluşun kısımları olamazlar. Eğer bir kimse, sorumlulukları kabullen-meksizin nefsanı̂ isteklerini tatmin etmeyi tercih eder, bu işi normal bir hareket olarak düşünürse, o takdirde, kendisi için “nikâh kanunları” koymanın mânâsı kalmaz. Böyle bir çalışma, boş bir gayretten ileri gidemez. Tıpkı bir demiryolu şirketinin trenlerde biletsiz yolculuk etmeye izin vermesi ve bunun bir prensip haline getirdikten sonra, sözkonusu kaideyi bozmadan, tekrar bilet usulünü koymaya kalkması gibi. Asgarı̂ akıl şartlarına sahip bir insan bile, böyle birşeyi normal karşılayamaz. O halde akla uygun olan metod şudur: Ya bilet usulü tamamiyle ortadan kalkar yahut da biletsiz yolculuk suç sayılır...
Reklam
Anne
Deniliyor ki, her ne şekilde olursa olsun, annelik, saygı duyulacak bir konudur. Annelere hürmet edilmelidir. Budalalığı veya dikkatsizliği sebebiyle “anne” olmuş herhangi bir kıza, toplumun “kötü kadın” nazariyle bakması gerçek bir zulümdür. Fakat düşününüz ki, “fahişeler” için böyle bir fiilin işlenmesi ne kadar kolaydır! Onlar toplum için gerçek bir felâket ve belâ konusudur. Cemiyet, fıtraten, gayrimeşru çocuğun annesine “nefret” nazarıyla bakmaktadır. Bir taraftan, fertleri suça götürücü tesir merkezlerinden ve her türlü günah fiillerden korumak isterken, böyle hareketleri önlemeyi düşünürken, öte yandan, nasıl olur da aynı cemiyet, ahlâk prensiplerine tamamiyle aykırı “fuhuş” yolunu alabildiğine açık bırakabilir?
Genç kızlar
İlim, işin çirkin tarafını örten bir kamuflajdan başka birşey değildi. Tâ ki, itiraz edilecek bir husus bulunmasın veya hiç kimsede itiraza mecal kalmasın. Hatta, bu gibi faaliyetlerin istenilen şekilde ilerlemesini temin bakımından izah ettiğimiz hususlara. İlim Yoluyla Halka Hizmet” adını takmışlardı. Ve demişlerdir ki: “Bazı kimseler cinsı̂ muameleler bahsinde hatalı bir yol tutar ve neticede bundan zarar görür. Biz bu bahsi geçen yanlış inanışları düzeltiyor ve kendilerini zarara uğramak tehlikesinden kurtarmak istiyoruz.” Fakat meselenin gerçek yönü başkadır. Seksüel yayınlarda sadece tek bir gaye takip edilmektedir: Kadınlarla erkeklerin, yeni yetişen genç neslin ahlâkını bozmak; onları bayağılığa sürüklemek suretiyle cepleri doldurmak... Bu gibi neşriyat sayesinde, henüz mekteplerde okuyan kız çocukları, hakikı̂ ve tabiı̂ rüşd çağına ulaşmadan, cinsiyet meseleleri hakkında, on senelik evli kadınlardan daha fazla bilgi sahibi olmaktadırlar.
Sanat
Filân hâkim ve savcı, sanat ve edebiyatın ilerlemesine mani olmaya çalışmakta, bu gibi faaliyetleri öldürmek için havada nefes alma payı bile bırakmamaktadır. Karanlık devirlerin zihniyetiyle hareket etmekte, ahlâkın gerçek mânâsını anlamamaktadır. Ve ilâve ederler: Güzel sanatları baltalıyor, edebı̂ gelişmeleri durdurmak istiyor... Şimdi
Mukallit
Sanki gökten “vahy” inmişti. Avrupa’nın temsil ettiği değerlere bu nazarla bakılmaktaydı. Sanki yapacak başka birşey yokmuş gibi Avrupa menşeli herşeye: “Semi’nâ ve ata’nâ” (duyduk ve itaat ettik) deniyordu.
Reklam
Ne yazıkki fazlasıyla doğru…
Nerede bir ahlâkî çöküs, heva ve heveslerin pesinden gidiş, şehevi arzulara tapınış olursa, orada toplum ya da millet gerçekten korkunç bir tehlikeye ulaşmış demektir…
240 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Kitap beklentilerimi karşılamadı ne yazık ki.Çok fazla konuya değinilip tek bir konuda odaklanamama söz konusu olmuş.Kendince haklı tarafı var elbette çünkü hicap bir bütünü ifade eder ama beklentimi karşılamadı.Önereyim diyemiyorum...
Hicab Bilinci
Hicab BilinciEbu'l A'lâ el-Mevdudi · Ehil Yayınları · 2018337 okunma
372 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.