Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
‘Güzelliği teşhir modası’ gitgide bütün ahlâkî bağları kopardı, haya ve ar duvarlarını yıktı, hudutları aştı…
Ne yazıkki fazlasıyla doğru…
Nerede bir ahlâkî çöküs, heva ve heveslerin pesinden gidiş, şehevi arzulara tapınış olursa, orada toplum ya da millet gerçekten korkunç bir tehlikeye ulaşmış demektir…
Reklam
Haya
Bazı işlere başvurmak, insanın hayvanı̂ yaradılışının kuvvetli olmasına bağlıdır. Zina, hırsızlık, yalancılık ve yapılması yasaklanan öteki suçlar gibi... Bu fiillerin hepsi insan fıtratına aykırıdır. Kur’an-ı Kerim’de, bahis konusu işler için, terim olarak “Münker” (kötü işler) deyimi kullanılmıştır. Bu kelimenin lûgat karşılığı “bilinmeyen” (meçhul), yahut da “tanınmayan” (gayrimaruf) demektir. Sözü geçen fiillere “münker” denmesindeki amaç şudur: İnsanın yaradılışı, fıtrat va tabiatı, bu gibi işleri tanımaz ve bilmez. Ancak hayvanı̂ taraf kuvvetlenip zorlansa, insan, o zaman bunlara başvurur. Hatta istekle değil, hayvanı̂ tabiatın etkisiyle, yani mecburiyet altında... Esasen insanın yaradılışı, insanlık tabiatı, bütün “münker’lerden kaçınmak ister. Nitekim, şeriat ve hikmet sahibi Efendimiz (salât ve selâm ona olsun) de bu meseleye işaret etmişlerdir. Bu bakım-dan kötü işlerden kaçınmaya utanma duygusu” (ha-ya) denmiştir.
Hırsızlar, katil veya yol kesiciler nihayet bir veya birkaç kişiye zarar verebilirler. Fakat zina, bütün bir cemiyeti, gelecek nesillere kadar uzanan geniş bir zaman şeridi boyunca tehdit eder..
Genç kızlar
İlim, işin çirkin tarafını örten bir kamuflajdan başka birşey değildi. Tâ ki, itiraz edilecek bir husus bulunmasın veya hiç kimsede itiraza mecal kalmasın. Hatta, bu gibi faaliyetlerin istenilen şekilde ilerlemesini temin bakımından izah ettiğimiz hususlara. İlim Yoluyla Halka Hizmet” adını takmışlardı. Ve demişlerdir ki: “Bazı kimseler cinsı̂ muameleler bahsinde hatalı bir yol tutar ve neticede bundan zarar görür. Biz bu bahsi geçen yanlış inanışları düzeltiyor ve kendilerini zarara uğramak tehlikesinden kurtarmak istiyoruz.” Fakat meselenin gerçek yönü başkadır. Seksüel yayınlarda sadece tek bir gaye takip edilmektedir: Kadınlarla erkeklerin, yeni yetişen genç neslin ahlâkını bozmak; onları bayağılığa sürüklemek suretiyle cepleri doldurmak... Bu gibi neşriyat sayesinde, henüz mekteplerde okuyan kız çocukları, hakikı̂ ve tabiı̂ rüşd çağına ulaşmadan, cinsiyet meseleleri hakkında, on senelik evli kadınlardan daha fazla bilgi sahibi olmaktadırlar.
Zinanın suç olması
Bir cemiyette “nikâh” ile “sifah” (zina) aynı şekilde ve bir arada bulunamaz. Çünkü bu iki fiil, aynı zamanda, aynı yaşayış ve içtimaı̂ kuruluşun kısımları olamazlar. Eğer bir kimse, sorumlulukları kabullen-meksizin nefsanı̂ isteklerini tatmin etmeyi tercih eder, bu işi normal bir hareket olarak düşünürse, o takdirde, kendisi için “nikâh kanunları” koymanın mânâsı kalmaz. Böyle bir çalışma, boş bir gayretten ileri gidemez. Tıpkı bir demiryolu şirketinin trenlerde biletsiz yolculuk etmeye izin vermesi ve bunun bir prensip haline getirdikten sonra, sözkonusu kaideyi bozmadan, tekrar bilet usulünü koymaya kalkması gibi. Asgarı̂ akıl şartlarına sahip bir insan bile, böyle birşeyi normal karşılayamaz. O halde akla uygun olan metod şudur: Ya bilet usulü tamamiyle ortadan kalkar yahut da biletsiz yolculuk suç sayılır...
Reklam
"İ𝐧𝐬𝐚𝐧, 𝐚𝐬𝐥ı𝐧𝐝𝐚 𝐤𝐮̈𝐜̧𝐮̈𝐤 𝐛𝐢𝐫 𝐚̂𝐥𝐞𝐦𝐝𝐢𝐫."
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.