İnsan sevdiğini, sevmenin en yüksek noktasında iken yitirdiğinde çektiği acıyı yüceltiyor, salt sevebilmiş olmayı bile mutluluğa, sevince çeviriyordu sonradan.
Yarım kalmış aşklar o noktada çürümeden, bozulmadan , mumyalanmış olarak sonsuza kadar korunmuş oluyordu. Böyle bir aşkın anısı o aşkın kendisinden daha büyük ve kutsaldı şüphesiz.
Her evlilik cinayetle biter, demişti annesi bir gün Simden'e . Bir kadın özgür olmalı. Bu sözleri sayısız aşklar yaşamış ve üç kez evlenmiş birinin söylemesi hem garip hem de mantıklıydı.
Ölüm. Huzur ve sessizlik. Ama gömülmek istemiyorum. Denize atın beni. Suyu topraktan daha çok sevdim ben. Tenim suyun içinde çürüsün. Tenimin üstünden geçen zamanın bütün izlerini dalgalar silsin okşayarak. Denizi istiyorum...