Şimdi düşünüyorum ki, hayatta bu muztar şefkatsiz mazilerin güzariş-i ademinden mütehassıl ne garip bir hiçlik, ne zevalperver ve pürhayal bir beyhudelik, ne müphem, ne esraralud bir sürat var!..
Ne vakit ki insan edebiyattan nefret hissetmeye, kafiyeler, mısralar nazarında boş, vahi, muacciz görünmeye başlar, ihtiyarlığın soğuk ve kemikten iskelet elleri onun kalbine uzanmış demektir.