Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Hikayeler Gönderileri

En Eski Hikayeler kitaplarını, en eski Hikayeler sözleri ve alıntılarını, en eski Hikayeler yazarlarını, en eski Hikayeler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Kula kul ol olmak”, ölümlü dünyada “birisine gönül borcu duymak” acıların en büyüğüydü.
120 syf.
8/10 puan verdi
Sayko Hikayeler
İçerisinde aşağıdaki hikayelerin özeti niteliğinde kısaltılmış Ömer Seyfettin Hikayeleri vardır: > Pireler > Aşk Dalgası > Külah > Kütük > Kaşağı > Ant >Diyet >Forsa > Ferman > İlk Cinayet > Yeni Bir Hediye > Pembe İncili Kaftan Öncelikle ufak çocuğunuza kesinlikle Ömer Seyfettin ile ilgili bir hikaye veya kitap alıp okutmayin. Hatta 17 yaşına gelene kadar bu yazarı ondan saklayın. Hikayelerinde çocuklarınız için travmalara neden olabilecek hikayeler vardır. Kendimden biliyorum. Bu kısaltılmış kitabi büyümüş ama Ömer Seyfettinin kim olduğunu nasıl bir yazar olduğunu unutmuş yetiskinlere tavsiyemdir. Okuyun. Ömer Seyfettin Türk Edebiyatı için cok degerli bir yazardır. Hikayelerinin kurguları yazim tarzi tam Türk tarzı. Okuyucu sikmaz yormaz. Ancak çocuk kitaplari değildir bunlar. Zamaninda Milli Eğitim çocuklarımızın daha cabuk olgunlaşması için Ömer Seyfettin hikayeler yazdirtti. Bu tamamen planlı bir süreç. Sonuç ortada mükemmel bir nesil yetistirmisler:) Neyse cocuklarinizdan uzak tutun Ömer Seyfettin'i. Psikopattir Ömer Seyfettin. Isminin kibarligina bakmayın. Hikayelerini dikkatli okuyun anlarsınız. Ancak cok degerli bir yazar olduğu unutulmamalıdır.. Birde tabi bu kitabı neden bulup okucaksiniz onu bilemem.
Hikayeler
HikayelerÖmer Seyfettin · Araf Yayınları · 2013165 okunma
Reklam
Siz isterseniz muska... Siz istersiniz üfürük... Siz istersiniz ilaç! Halbuki hastalıkların evvela nedenlerini bulmak lazım. Bu neden bulununca şifa bulundu demektir.
Hayat gerçekten en uzun olaylarıyla çabuk biten bir sinema şeridinden başka bir şey değil!
"Kula kul olmak", ölümlü dünyada "birisine gönül borcu duymak" acıların en büyüğüydü.
Reklam
-Benim başkalarının aşklarıyla uğraşacak vaktim yok... dedi. Cevriye Hanım cevap verdi: -Balıkpazarı çığırtkanlarının işleriyle uğraşacak vaktin var ama...
Hıristiyanlık, Avrupa'da başka, Amerika'da başka, Afrika'da başka... İslamlık da böyle! Hindistan'da başka, Liverpool'da başka. Buhara'da başka, Türkiye'de başka... Arabistan'a ve Acemistan'a git, oralarda bütün bütüne başka...
Esirler topa elini sürdüler. Deliğini aradılar. Bulamayınca sarsıldılar. Sonra kızardılar. Birbirlerine bakıştılar. Öyle kaldılar. Kolların, çarpazlayarak yere bakan kale kumandanı titreyerek mırıldandı. Arslan Bey, tercümana baktı. "Ne diyor?" "Bu mertlik değil... diyor." "Ona sor ki: Henüz bir kere patlamayan bir toptan korkarak, hemen teslim oluvermek mi mertliktir?" Tercüman sordu. Kale kumandanı, gözlerini yerden kaldırıp cevap veremedi. Asilzadeler, şövalyeler, birbirlerinin yüzlerine bakmaya cesaret edemediler, ani bir ölüm darbesiyle vurulmuş gibi oldukları yerde dönüp kaldılar. Bir güllesiyle kaleyi yıkacak olan bu korkunç top, siyaha boyanmış kocaman bir kütükten başka bir şey değildi!...
125 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.