Hikayeleştirdiklerim
Lidya NasmanHikayeleştirdiklerim Gönderileri
Hikayeleştirdiklerim kitaplarını, Hikayeleştirdiklerim sözleri ve alıntılarını, Hikayeleştirdiklerim yazarlarını, Hikayeleştirdiklerim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hepsi biliyordu. Konu kadın ya da erkek olmak değildi. Konu insan olmaktı. Ve her insan fırsatını bulduğu anda yara aldığı yerden yara açıyordu. Başkasında açtığı yara ne kadar büyükse o kadar tedavi oldum sanıyordu.
Büyüklere Masallar
Duygularını kaybediyorlar, sonra da arkasından tekerleme tutturuyorlarmış. "Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi!"
Sayfa 200Kitabı okudu
"Ruh, sanıldığı gibi beyne yakın değildi . Kendini insan sananlar istediği kadar kalbi anlam yüklesindi..."
" Duygularını kaydediyorlar, sonra da arkasından tekerleme tutturuyorlarmış. ' Şeytan aldı götürdü, satmadan getirdi!'
Selam #ruhsalsaattamircisi ile #romancı kişiliği ile tanıştığım 
Lidya Nasman 'nın #hikayeci kimliği ile tanıştım #hikayeleştirdiklerim ile.
Kitapta yirmi beş #öykü bulunuyor ve her öykü birbirinden farklı ve güzel. Hayatın içinden karakterler ancak düşünce ve davranış biçimleri farklı . Tahmin edilemez konular , sade ve akıcı bir anlatım.
Elindeki para ile yazı tura oynayan ve çıkan sonuca göre kararlarını veren bir adam. Sonucun Tanrının iradesi olduğunu düşünüyor, bu sunuca göre de adam bile öldürüyor .
Ölüm ile sohbet eden bir adam ... Babasından kuşkulanıp anılarının kısacık bir bölümünü sildiren bir kadın ve olayların arkasında onun bilmediği gerçekler ... Kızgınlıkla ağzımızdan çıkan istekler / dilekler ve bunların gerçek olduğu bir dünya ...
Bende iz bırakan birkaç öyküden kısacık örnekler vermeye çalıştım . Gönül isterdi ki uzun uzun sohbet edelim ancak sürprizbozan #spoiler olmasın diye susuyorum
Cennet ve cehennem hiçbir zaman ahirette olmadı, hatta bu dünyada olduğunu iddia edenler de tamamen yanılıyor. Cennet ve cehennem içimizdeydi. Beynimizde, kalbimizde, bizi biz yapan tüm hücrelerimizdeydi.
Yaşamak bir sanattır; kırıklarını onarırken güzel anılarla süsleyerek, daha belirgin hâle getirmektir. Kendine baktığında tüm kırılmışlıklarınla onları affetmektir.
İki tip insan vardır. Başına gelen olayları çözmek için bilime inananlar ya da başına gelebilecek olayları öğrenmek için falcıdan, medyumdan medet umanlar.

Aynalar herkesin karanlığı yansıtır. Çünkü aynalar insanlığın en derin sırlarının tek ortağıydı. Ve herkes yatmadan önce kendi ile karşılaşır, sırlarını paylaşırdı.
Hayatta ne yapmak istediğinizi belirleyen hayallerinizi değil, ihtiyaçlarınızı ne kadar karşılayabildiğinizdir. Hayalleriniz buna göre şekillenir. Çocukken sizi besleyen ve temel ihtiyaçlarınızı gideren ebeveynleriniz sayesinde sınırsız hayal gücüne sahipken büyüdüğünüzde öncelikleriniz değişir. Değişmek zorundadır i. Çünkü karnınız açken sevilmek ve saygı görmek yerine güzel bir pizzayı ya da kocaman bir kek parçasını hayal edersiniz. Peki ya sınırsız paranız varsa ve karnınız tıkabasa toksa? İşte burası biraz karışık. Çocukluğunuzdaki ebeveynlerin yerini para aldığında ve tüm ihtiyaçlarınız kolayca karşılandığında sorun daha da büyüyor.